Hepimizin Rabbimize, birbirimize ve çevremize karşı sorumlulukları vardır. En önemli sorumluluklarımızdan biri de çocuklarımıza karşı olanıdır. “Çocuğunun senin üzerinde hakkı vardır” buyuran Allah resulü, bu hususa dikkat çekmiştir. Çünkü çocuk kendisi küçük olsa da asla küçümsenemeyecek haklara sahiptir. Allah’ın emaneti olan çocuğun haklarını korumak ise biz yetişkinlere düşmektedir. Kız ya da erkek olduğuna bakmaksızın her çocuğun dünyaya gelişini gönül rızası ile kabullenmek, onu sevgiyle ve dualarla karşılamak bizim görevimizdir. Ona güzel bir isim koymak, hak ettiği sevgiyi ve şefkati göstermek, kardeşleriyle arasında ayrım yapmadan adaleti gözetmek bizim sorumluluğumuzdur. Yavrularımızı helal ve sağlıklı gıdalarla büyütmeli, eğitimlerine gereken hassasiyeti göstermeli, sadece maddi ihtiyaçlarını değil manevi ihtiyaçlarını da karşılamalıyız. Sosyal hayatı tanımaları, kültürlerine aşina olmaları, örf ve adetlerini öğrenmeleri için çocuklarımıza rehberlik etmeliyiz. Zira çocuğun sosyal ve kültürel gelişimi, bedensel ve zihinsel eğitimi, dini ve ahlaki terbiyesi ailede başlar. Yarınlarımızın ümidi olan hayırlı nesiller, bilinçli anne babaların eseri olacaktır. Hakları ihlal edilen çocuk adaletin değerini bilemez, şiddete maruz kalarak büyüyen çocuk, merhametin anlamını çözemez. Kişiliği yok sayılarak aşağılanan çocuk, geleceğini sağlıklı bir şekilde inşa edemez.
Çocuk eğitimi ve çocuklarla iletişim konusunda en güzel rehberimiz,Peygamberimizdir. O, çocukların bir insan olarak taşıdığı onura saygı gösterirdi, onlara değerli olduklarını hissettirir, yanlarından geçerken selam verip hatırlarını sorar,sorularını cevaplardı. Maalesef çocuklarımızla ilgili vicdanlarımızı derinden yaralayan haberlerin öne çıktığı bir gündemin içerisindeyiz. Ne acıdır ki, yozlaşmanın, ahlakı ve hukuku kaybetmenin, vicdansızlığın bedelini, en fazla çocuklar ödüyor. Bir yanda yaşanan savaşların ve trajedilerin, mülteci kamplarının ve yoksulluğun,diğer yandan ihmal, istismar ve insanlık dışı davranışların en büyük mağduru çocuklar oluyor. Bu mağduriyetlerden biri de küçük yaşta evlilikler, çocuk evlilikleri, çocuk gelinler gibi ifadelerle gündeme gelen aşırılık vardır. Kız çocuklarını aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu islam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak, büyük bir günah ağır bir vebaldir. Bu yanlış tutum ve söylemin, İslam'ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çocukların emeğinin, bedeninin, geleceğinin istismar edilmesi,dünyada devam eden savaşlarda acımasızca öldürülen çocukların olması insanlığın iflas ettiğinin bir göstergesidir. Yarınlarımızın ümidi olan çocuklarımıza karşı sorumluluklarımızın idrakinde olalım. Onların eğitimlerine, psikolojik,sosyal, kültürel gelişimlerine, dini ve ahlaki terbiyelerine özen gösterelim. Çocuklarımıza yönelik her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Çocuk istismarı gibi son derece hassas bir konuyu bilinçaltı mesajlarla İslam ve müslümanlarla ilişkilendirmeye çalışanlara karşı da uyanık olalım. Bu yılın Ramazan temasının iyilik olduğunu hatırlayalım. Unutmayalım ki insanlık çocukların güven ve huzurunu temin etmedikçe asla iyiliğe erişemeyecek Son sözümüz duamız olsun. “Ey rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara Önder eyle”
Vezirköprü Müftülüğü Uzman Vaizi