Birinci Dünya Savaşı’nın ardından işgale uğrayan vatan toprakları, Türk milletinin bağımsızlık için verdiği Kurtuluş Savaşı ile tekrar kazanılmıştır. Bu mücadele sürecinde, millete moral ve motivasyon sağlayacak, bağımsızlık ruhunu canlı tutacak bir ulusal marşa ihtiyaç duyulmuştur. Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yarışma düzenlenmiş ve 724 şiir başvurmuştur. Ancak, hiçbirinin Mehmet Akif Ersoy’un şiiri kadar güçlü ve anlamlı olmadığı görülmüştür.
Mehmet Akif Ersoy, başlangıçta yarışmaya ödül nedeniyle katılmak istememiş ancak ödülün kendisi için bir anlam ifade etmeyeceği söylenince fikrini değiştirerek şiirini yazmıştır. Büyük bir coşkuyla yazılan ve milli mücadele ruhunu en iyi şekilde yansıtan bu şiir, 12 Mart 1921’de TBMM tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.
Mehmet Akif Ersoy, sadece bir şair değil, aynı zamanda vatansever bir düşünür ve mücadele insanıdır. Hayatı boyunca milletin bağımsızlığı, İslam ahlakı ve toplumsal kalkınma konularında çalışmalar yapmış, eserler vermiştir. İstiklal Marşı’nı yazarken, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini ve inancını en etkili şekilde dile getirmiştir. “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” sözleri, onun bağımsızlık ruhuna ve fedakarlığına dair en önemli göstergelerden biridir.
İstiklal Marşımızın kabul edilmesinin ardından birkaç gün sonra Meclis yetkilileri, ödül olarak belirlenen 500 lirayı Mehmet Akif Ersoy'a teslim etmek üzere kendisine haber yollamışlardır. Ancak milli şairimiz bu para ödülünü almayı reddederek "Ben müsabakaya girmedim ki, ödülü alayım" diye karşılık vermiştir. "Bu para ne benim hakkımdır, ne de bana aittir" diye ilave etmiştir. Meclis yetkilileri ısrar etmiş, bu parayı sizin için getirdik, tekrar götürüp hazineye koyamayız diye tekrarlamışlardır. Bunun üzerine Mehmet Akif Ersoy bu parayı alarak, bağımsızlık uğruna savaş cephelerinde gazi olan kahraman Türk askerlerinin tedavisi için bağışlamıştır. Ersoy daha sonraki yıllarını, yokluk içinde geçirmiş ve yokluk içinde hayata veda etmiştir.
Mehmet Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken kendisine İstiklal Marşı için "Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" diye bir sual sorulmuş. Akif'in şu cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir: "O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah, bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın."
İstiklal Marşı, bağımsızlık aşkının, imkansızlıklar içerisinde milletimizin gösterdiği büyük kahramanlığın, milli değerlerimizi ve ideallerimizi yansıtan azim ve fedakarlıkla verilen kurtuluş mücadelesinin mısralara dökülmüş ifadesidir. İstiklal Marşı, milli birlik ve beraberliğimizin en önemli kanıtlarındandır. İçinde yaşadığı toplumun değerlerini çok iyi bilen Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'yla milletimizin duygu ve düşüncelerine en iyi şekilde tercüman olmuş, halkımızın gönül ve ruh dünyasını, öylesine çarpıcı, öylesine güzel ifade etmiştir ki, onun kaleminden çıkan dizeler, kalbimizi yerinden çıkaracak bir coşkuyla vatanın her köşesine dalga dalga yayılmıştır.
Bu vesileyle mübarek Ramazan ayına denk gelen bu anlamlı günde Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını ve İstiklal Mücadelemizi destansı ifadelerle kaleme alarak ölümsüzleştiren, Mehmet Akif Ersoy'u rahmet ve minnetle anıyoruz.
Meliha Aktürk/Samsun İl Vaizi
İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma
Müftülük Yazıları
Yorumlar