Temel tüketim maddelerinde

fiyatların

sabitlenmesi

konusunda

bir çalışma yapıldığı

gündemde...

Macaristan'da

kristal şeker, un,

rafine ayçiçek yağı,

domuz ve

tavuk eti

ile inek

sütündeki

fiyat sabitlenmesinin

Türkiye'de de 20

temel tüketim maddesinde

uygulanacağı söyleniyor...

Hükümetin bu konuda

ilgili kurum ve kuruluşlarla

görüşmeler yaptığı

iddialar arasında...

Olur mu olmaz mı bilemem

ama bir çare bulunması şart!..

Dün, evden istenilen

sebzeler için

manava gittiğimde,

ilginç bir diyalog yaşadım...

Kasaplar Sokağı'ndaki tanıdık

manavdan

250 gram kıl sivri biber

istediğimde,

"Abi bu kadarını eskiden

tartmadan

müşteriye para almadan verirdik" dedi...

250 gramı 15 lira olan

"kıl sivri biber"i

dijital terazide tarttığında

aklıma kuyumcular geldi...

Dedim ki, "Artık siz de hassas terazi kullanmaya

başlayacaksınız"...

Gülüştük ama manavın da

içi acıyordu...

"Biz de şaşırdık"

dedi ve

vatandaşın gram ya da tane işi

sebze ve meyve almaya başladığını

anlattı...

Sordum, "Ramazanın başında

15 liraya aldığım marul,

nasıl oldu da bugün 18 liraya çıktı?"...

Elini yukarıya kaldırarak,

"Sebze hali" tarafını işaret etti...

Uzatmadım, sebzeleri alıp gittim...

Yolda yürürken elimdekileri

gören tanıdıklar,

merak içinde "Marulu kaça aldın, biber ne kadar?"

diye sorular sorduklarında,

aslında amaçlarının

dert yanmak olduğunu

anlamamak mümkün değidi...

Bazıları açtı ağzını yumdu gözünü...

Onlara, "Kime neyi anlatıyorsun,

bizler sırça köşkte oturup,

ahkam kesenlerden değiliz" diye

tatlı sert bir çıkış yaptım...

Bizler, kuyruk ve karaborsa dönemlerini yaşadık...

Paramızla bile

alamadıklarımız vardı...

Gecelik faizlerin 7-8 binleri

bulduğunu gördük...

Sıkıntılar çektik ama

hepsi geldi geçti...

Ancak, böyle bir süreci hiç

yaşamadık!..

Herkes, zor günlerden

nasıl çıkılacağının

endişesi içinde...

Bu gidişle

hükümet, sabit fiyat uygulaması mı yapacak;

memur, işçi ve emekli maaşlarını mı artıracak,

tarıma verilen desteği mi çoğaltacak

bilemem

ama mutlaka bir çözüm bulmak

zorunda...

Böyle bir süreç

yaşanacağı

aklımızın ucundan bile geçmezdi...

Yaşananlar bir rüya gibi...

İnşallah, bu rüya bir kabusa dönüşmeden

uyanırız!..