Ramazan Bayramı'nı yaşadığımız şu günlerde, bayramın hepimize, ülkemize sağlık, huzur, barış ve mutluluk getirmesini diliyorum. Bayramlar, içimizi sevincin doldurduğu, huzur bulduğumuz, ailelerimiz ve yakınlarımızla büyük mutluluklar yaşadığımız günlerdir; bayramın ruhu budur. Küs olanlar barışır, uzakta olanlar buluşur, çoluk çocuk bayram coşkusunu sindire sindire yaşar.

Yıllar, değer yargılarımızı aşındırdı veya biraz yaşı geçkince olanlar belki farklı düşünüyor olabilir. Onun için “nerede eski bayramlar” diye bir serzenişi hep duyarız. Gerçekten, eski bayramları bulamıyor muyuz? Veya bayramlar değişti mi? Artık eski bayramlar yok mu?

Bayramlar aynı, yoksa biz mi değiştik?

Zaman her şeyi değiştiriyor gerçekten. Her şey değişir, gelişir; diyalektik bir yasadır bu! Yıllar; 2000'li yılları aştı, teknoloji çok gelişti, buna paralel anlayışlar değişti, insan değişti, eğitim düzeyi arttı, algılar değişti, ekonomik şartlar değişti. Kısacası, algılarımız, beklentilerimiz çok değişti. Ama mutlu olmak, huzur dolu anlar yaşamak, ailemizle bayram coşkusunu yaşamak, güzellikleri paylaşmak değişmedi. Yine bayramları yaşamak ve bu güzellikleri kaybetmemek elimizde.

Finlandiya, sekizinci yıl üst üste dünyanın en mutlu ülkesi seçildi. Uzmanlar doğaya erişim ve güçlü sosyal sistemlerin mutluluğa katkı sağladığını belirtiyor; stresin azalması, doğada zaman geçirme ve sağlıklı sosyal bağlar kurmanın ise ruh sağlığı üzerine olumlu etkileri olduğunu vurguluyorlar.

2025 yılında, Kosta Rika ve Meksika'nın da dünyada mutlu ülkeler sıralamasında ilk 10'a girdiği, İngiltere ve ABD ise sırasıyla bu raporda 23. ve 24. olduğu belirtiliyor.

BBC Türkçe'de yer alan haberde, mutlu olmanın bilimsel temelinin vücudun dört ana hormonu: Dopamin, oksitosin, seratonin ve endorfinlere bağlı olduğu bildiriliyor. Stresi azaltmanın ve meditasyonun mutluluk üzerine olumlu etkiler yarattığı vurgulanıyor. Doğada vakit geçirmek, bayram zamanları aile ile, sevdiklerinizle, konu komşu ile coşku içinde bayram kutlamanın, mutluluk üzerine büyük çapta etkisi olduğunu hatırlayarak bu günleri yaşamalı, bunun büyük şans ve fırsat olduğu unutulmamalıdır.

Günümüzün en önemli sorunlarından biri de teknoloji bağımlılığı ve cep telefonu yapışıklığıdır. Günümüz insanı bu bağımlıktan kaçınamamaktadır. İşte burada “digital detoks” yapmanın stresi azalttığı bilimsel çalışmalarda ispatlanmıştır. Şarkı söylemek, beyin sağlığını ve ruh sağlığını iyileştirdiği de bilimsel bir gerçektir.

Sosyal medya kullanımının ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceği düşünülürse, bunun yerine gerçek ilişkilerin, yüz yüze görüşmelerin daha sağlıklı bir yaşam için önemli olduğu gerçeği atlanmamalıdır.

Bayramları, mutluluk için bir şans olarak düşünüp değerlendirmeli. Bayramınız kutlu olsun.