Bolu Kartalkaya’da otelde yangın çıkması sonucu 78 vatandaşımızı kaybettik. Ülkemizde bir gün milli yas ilan edildi.
Gazetelerde, televizyonlarda olay hukuki yönüyle, ahlaki yönüyle, siyasi yönüyle, magazinel yönüyle didik didik edildi. Gündem değişti, üzüldük, vah’sındık, içimiz yandı...
Bizde genellikle böyle olur. Duygusal milletiz, üzülürüz, içimiz yanar, kahroluruz ama kısa bir süre sonra unuturuz. Balık hafızası.
Oysa, her yaşanan olayın nedenleri iyice sorgulansa ve bir daha böyle bir kaza yaşanmaması için tedbirler alınsa, geleceğe dair planlar yapılabilse, bu tür can yakan olaylardan bir ders çıkardık, bir daha yaşamayacağız diye teselli olurduk. Acımız hafiflerdi. Oysa, asla öyle olmayacak.
Öncelikle kanun ve kuralları sevmiyoruz. İlkeli ve kurallı yaşam sıkıyor bizi. Kırmızı ışıkta geçmek bir kahramanlık, başarı bizim için, yapılmayacak bir işi torpille ahbap veya hatırlı kişilerce halletmek güçlü olduğumuzu telkin ediyor. Kanunlara karşı gelmek, otoriteyi  yenmek haz veriyor, mutlu ediyor bizi.
Biz, kuyrukta sıra beklemekten çok, birilerini atlatıp öne geçmek peşindeyiz, oysa sıradakilere haksızlık ettiğimizi bile bile yaparız. Biz herkesle eşit almaktan yana değiliz, daha çok alalım peşindeyiz. Bunun bir kul hakkı ihlali olduğunu da biliriz!
Şimdi, 600 küsur yatağı olan bir turistik otelin, yangına karşı tedbirleri olması, yasal bir zorunluluktur.
Turizmin gözbebeği bir yerdeki, müşterileri kalburüstü kişilerden olan bir işletmenin, müşterilerin güvenliği için yapması gerekenleri yapması ve işi şansa bırakmaması bir ahlaki, ticari, yasal ve insani sorumluluktur.
Aynı mekanı, denetlemek ve insanların güvenliğini ve konforunu sağlamak zorunda olan kamu kurum ve personelinin görevini yapması mecburiyettir.
Toplumlar hukuk ve yasalar ile kurumsallaşmışlardır.
Milattan Önce 1760 yılında Hamurabi Kanunları (Babil Ülkesinde) uygulamaya konulmuş ilk yasalardır. Üzerinden binlerce yıl geçmiştir. Hala yasaların uygulanmadığını ve bunun sanki çok olağan olduğunu kabul eden bir ülkede yaşıyoruz. Bunun bedelleri de çok ağır oluyor. Bu çok utanılacak bir durum. Toplumlar yasalara uydukları ve çağa uygun yasalar çıkarabildikleri ölçüde uygar sayılır.
Üstelik yasalar toplumların hayatını kolaylaştırmak, hayatın akışını düzenlemek ve güncel hale getirmek için çıkarılır...
Ülke olarak birçok can kaybettik. Birçok acı olay yaşadık. Maalesef bu trajedik olaylardan sonra, karar mercileri, bir daha bu tür acıların yaşanmaması için ortaya şu tedbirleri koyduk. Bir daha, geçmişte olduğu gibi, birçok insanımızın öldüğü maden kazası yaşanmayacak, bir daha otellerimizde birçok masum insanımızı kaybetmeyeceğiz şu tedbirleri aldık, şu proğramları yaptık ve yaşanan olaylarda ihmali görünenleri cezalandırdık diyebilecek mi? Merak ediyoruz. Şimdiye kadar olmadı da…
Hamurabi Kanunları var da bizim yasa ve yönetmeliklerimiz yok mu?