Yaşanan süreçte,
hem devlet
hem de milletin
büyük zarar gördüğünü
ifade etmek için
"uzman" olmaya gerek yok...
Kimileri
döviz,
kimileri de borsa üzerinden
müthiş
vurgun yaptı...
Devlet, dizginlemek için
milyarlarca liralık dövizi
piyasaya sürerken;
kimlerin yüklü miktarlarda
alım satım 
işlemi gerçekleştirdiği
araştırılmalı...
Adres, Kapalı Çarşı...
Dün borsa sabah saatlerinde
yüzde 3 yükselirken,
bir süre sonra
endeks, kırmızıya
döndü...
Küçük yatırımcı, 
panik halinde
elindeki
hisseleri satmak zorunda
kalırken; birileri de topladı...
Sonrasında ise
borsa yeniden yükseldi...
Yapay zekalı makinelerle
gerçekleştirilen alım-satıma SPK izin vermemeli,
yapılan işlemleri mercek altına almalı...
Borsayı adeta
"Kumarhane" gibi
gören zihniyet
yüzünden
binlerce insan
perişan oldu...
Hele de kredili işlem yapanlar...
Bu arada, dövizdeki artışı fırsat bilenler,
"maliyet arttı" bahanesiyle
ürettiği mala zam yaptı...
Hani, maliyet artışını anlıyorum da
bu kadar da değil...
Diğer yandan
felaket tellallığı yapanların
oluşturduğu
piskoloji,
toplumda "panik havası" yaratıyor...
Yazık günah değil mi
hem devlete hem de millete?..
Bu ülke; geçmişteki kriz dönemlerini
"sakin" karşılayarak,
atlatmıştı...
Elbette sıkıntılar var...
Denizde boğulmaların bile
en büyük nedeninin "panik" olduğunu
hatırlatalım...
İktidar da muhalefet de
bu dönemde
söylemlerine
dikkat etmek zorunda...
Bir Anayasa kitapçığının atılmasıyla
bu ülkede yaşanan
ekonomik krizden
ders çıkarmak gerekir...
"Kırılgan ekonomiler"
olumsuzluklara
hemen tepki veriyor...
"Mutlu azınlık" böyle dönemlerde
servetine servet katarken,
devlet de millet de
zarar görüyor...
O yüzden, "Panik yok. Dikkat!" diyorum...