Necdet Uzun Yazdı: Eski Huzuru Bulabilecekler Mi?..
Necdet UZUN
Her şey ortada, hiç kimsenin yaşananları savunacak durumu yok ama bu sıkıntıları aşabilmek için herkesin yapacağı çok... Geçmişte de ekonomik sıkıntılar çeken bu milletin evlatları, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir dayanışma öyküsüyle varolma savaşında ayakta kalmayı başarabilmişti... Bu "mucize" yabancı ekonomistleri şaşkına çevirmişti... Borç para isteyemeyen ya da veremeyenler, zor günler için yastık altında tuttuğu altın bilezik ya da Cumhuriyet altınlarını birbirlerine ödünç vererek, yakınlarının sıkıntılarını çözmeye çalışmıştı... Kimileri evlerini ipotek verdi, bazıları da bağış yaptı... Yüce Peygamberimizin "Komşusu açken tok yatan bizden değil" hadisi şerifi, bize yapmamız gerekeni anlatıyor, yol gösteriyordu... Şimdi durum çok farklı elbette... Çünkü, herkes kendi derdine düşmüş... Ne yapalım, darda kaldıklarından çaresizlik içinde intihar eden insanları seyir mi edelim?.. Sofralarında kuru ekmekle öğün geçiren, soğuktan titreyen insanlara duyarsızlık içinde sırtımızı mı dönelim?.. Geçenlerde, Samsun'da 75. Yıl Ortaokulu'nda öğretmenler, "Askıda simit, çay, tost ve meyve suyu" uygulaması başlattı... Haber yapmak istedik!.. Ancak, öğretmenler haber yapılmasını istemeyerek, örnek davranışı duyurmak istemedi ve böylelikle asil duruşlarını taçlandırmış oldu... Askıdaki çay, simit, tost ve meyve suyunu alan öğrencilere, imkanı olan arkadaşları karşısında eziklik yaşatmayanları kutluyorum... Askıdan yararlanan öğrencileri kantinciden başka kimsenin bilmemesi, dinimizin gereği gibi sağ elin verdiğini sol elin görmemesi idi... Bunu anlatmamın nedeni var elbette... Samsun'da bilinen iş insanlarının çoğunun bir biçimde yoksullara yardım ettiklerini biliyorum... Bu insanların sayılarını artırmak mümkün müdür, bilemem!.. Onlara da fırsat yaratmak lazım!.. Büyükşehir başta olmak üzere belediyeler; hem kendi kaynakları hem iş yaptıkları kurumlar hem de fırsat verilmesini bekleyen iş insanları ile bir organizasyon oluşturup, "toplumsal dayanışma" için yeni adımlar atabilirse, iyi olur!.. Sadece giyecek, içeçek değil, elektrik faturalarının ödenmesine yardımcı olmak da var işin içinde... Gerçek fakirler, onurlu insanlardır!.. Onlar, "Dilenci" gibi el avuç açmaz!.. O yüzden kapılarına gitmek gerekir!.. "Kaputlara vuralım" diyerek, can dostları kurtarma çabası içinde onlar, bu insanların da kapılarına vurabilmeyi bilmelidir!.. İhtiyaçları, komşular görmeden kapılarına bırakılabilir!.. Eğer, bu gidişata karşı toplumsal dayanışmayı başaramazsak; sıkıntının sofralardan sokaklara taşacağı bir gerçektir!.. Başaramazsak, o zaman sıcacık makam koltuklarında, bir eli yağda bir eli balda oturanlar da eski huzuru bulamayacaktır!..
Yorumlar