Akıl sır erecek gibi değil. Göreceli gönenç payı bekleyen milyonlarca emekli, dul ve yetimi yine yoksulluğa, açlığa mahkum ettiler.
En düşük SSK ve Bağ-Kur emekli aylığı salt 1.969 TL artışla 12 bin 500 TL’den 14 bin 469 TL’ye çıkarıldı. Kamuoyunda tepki çeken yeni asgari ücreti yutkunarak açıklayan Çalışma ve Sosyal  Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, bu kez de sadece Anadolu Ajansı’na en düşük taban aylığın yüzde 15.75 zamla 14 bin 469 TL olacağını açıkladı.
Yaklaşık 4 milyon garibanın umutla beklediği yüksek oranlı refah payı hevesi, kursaklarında kaldı. Yeni taban aylık net 22 bin 104 TL tutarındaki asgari ücretin 7 bin 635 TL, 21 bin 083 TL’lik açlık sınırının 6 bin 614 TL gerisinde kaldı. 4 milyona yakın emekli günlük 65 TL 63 kuruşla temel gereksinimlerini karşılayacak. Nereden baksan acı, nereden baksan ürkünç tablo, nereden baksan iç parçalayıcı durum.
Şaşırtıcı gelişmeler karşısında sık kullanılan söylem gibi ; emekliye layık görülen bu zam, bu para “şaka gibi.” Emekliyi hafife almanın, itirazlarını, yakınmalarını, göz yaşlarını dikkate almamanın karşılığıdır taban aylığın 14 bin 469 TL’ye yükseltilmesi. Aylardır meydanlarda, “Geçinemiyoruz, bıçak kemiğe dayandı.  Aylardır et girmedi evimize. Bayramlarda torunlarımıza harçlık verememekten utanıyoruz. Ülkemizde tatil yapan Avrupalı emeklileri uzaktan izlemekten yorulduk ” diye yeri göğü inleten feryatların hükümet tarafından göz ardı edilmesinin kanıtıdır 14 bin 469 TL. 
Belirlenen yeni aylıkla iki emekli kirada bir evde yaşamını sürdürse, kirayı ödedikten sonra kalan para  23 günlük  gıda harcamasını ancak karşılayabiliyor. Ayda 7 gün aç kalacak  eli öpülesi ak saçlı büyüklerimiz.  “ Bu kadar da olmaz” denilecek kadar hazin ve düşündürücü bir gerçek var karşımızda.  Böylesi dramatik durum karşısında Çalışma Bakanı “Emeklimize yüzde 15.75 oranında zam yaptık” diyerek, açıklama yapabiliyor. Pes doğrusu...
Taban aylığın 12 bin 500 TL’den 1.969 TL artışla 14 bin 469 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yasal düzenleme kısa sürede TBMM Genel Kurulu’na gelecek. Düzenlemenin görüşülmesi sırasında kamuoyundan, özellikle emekliden gelen tepkiler dikkate alınıp beklenen gönenç payı verilir mi? Çok zor gibi görünüyor. Düşük olasılık ama belki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile 14 bin 469 TL’nin üzerine belirli gönenç payı eklenebilir. Ama yine vurguluyorum çok zor gibi.
Sadece emekli değil memur da yüzde 11.54’lük zam karşısında ayakta. Hükümete yakın konfederasyon Memur-Sen bile alanlara çıktı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptıkları görüşmede memur maaşı ile memur emekli aylığına ek zam istediler. Ne var ki karşılık bulmadı. Ardından aynı bakanlığın önünde yaptıkları basın açıklaması ile taleplerini haykırdılar. 
Basın açıklamaları ile yetinmeyen memur, 13 Ocak Pazartesi günü ek zam istemi ile iş bırakacak. Birleşik Kamu-İş, KESK, BASK, Hür-Sen ile Asim-Sen yüzde 11.54 gibi son derece komik zam karşısında 13 Ocak’ta bir gün süre ile üretimden gelen gücünü kullanarak, siyasi iradeye alanlardan seslenecek. Yetkili konfederasyon Memur-Sen’in sonuç alınıncaya değin eylemleri sürdüreceği konuşuluyor.
Yüzde 15.75’lik zamdan ne emekli, yüzde 11.54’lük artıştan ne memur hoşnut. Hissedilen enflasyonun yüzde 90’a yaklaştığı ortamda, cüce zamlarla çalışanı ve emekliyi insanca yaşanabilir gelir düzeyine kavuşturmak asla mümkün değil. Bundan ötürü gönenç payı ve ek zam istemlerini sürekli dile getiriyorlar. Asgari ücretli de yüzde 30 zamla net 22 bin 104 TL olarak saptanan ücrete oldukça tepkili.
Siyasi irade çalışan ve emekliyi yetersiz zamlarla silkeledikçe silkeledi. Önümüzdeki günlerde dar ve sabit gelirlinin alanlarda daha çok  “Geçinemiyoruz. Yeter artık” yakınmalarına tanık olacağız. Neden hep emeği ile geçinenlerden, kısıtlı aylığı ile yaşamaya çalışan emekliden sabır ve özveri bekleniyor. Niye milli gelirden en büyük payı alan, varlıklarını her geçen gün büyüten, 16 milyon TL değerinde lüks cipleri ve gösterişli villaları ile hava atan, gözümüzün içine sokan tuzu kurulardan özveri ve elini taşın altına sokması istenmiyor.