Önceki akşam sürpriz şekilde toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılında uygulanacak asgari ücreti brüt 26 bin 4 TL, net 22 bin 104 TL olarak saptadı.   
10 Aralık’ta çalışmalarına başlayan komisyonun dördüncü toplantısını 26 veya 27 Aralık’ta yapması bekleniyordu. Sürpriz şekilde 24 Aralık akşamı toplantıya çağrılan, Türk-İş’in katılmadığı son toplantıda yeni asgari ücret, hükümet ve işverenlerin oy çokluğu ile mevcut ücrete yüzde 30 artış yapılarak net 22 bin 104 TL olarak belirlendi.
Bu kararla hükümet ve patronlar 2002 yılından bu yana 19. kez asgari ücreti işçilerin istemlerini göz ardı ederek, oy çokluğu ile saptadı. Türk-İş net ücretin yüzde 74 artışla 29 bin 583 TL olmasını istemişti. Ne var ki her zaman olduğu gibi talepleri yine kabul görmedi.   
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ve işveren temsilcileri ile yeni ücreti yutkunarak kamuoyuna duyurdu. En az yüzde 40 -45 arası artış bekleyen milyonlarca emekçi, 22 bin 104 TL’lik yeni tutar karşısında şoke oldu. 2024 yılında gerçekleşmesi beklenen yüzde 45 oranındaki enflasyonun hayli altında kalan yüzde 30 zam karşısında şaşırmamak elde değil. Asgari ücretli  yüzde 30 zam ile silkelenmiş oldu. 
Pasaport, ehliyet harçları  ve MTV 2025 yılında yüzde 43.94 oranında artarken, gıda enflasyonu yüzde 70’e dayanmışken, TÜİK’in 2024 yılı enflasyonu yüzde 45 olması beklenirken, konut kiralarına yüzde 60 oranında zam yapılırken; milyonlarca garibanın bir yıllık ücretinde yüzde 30 oranında artış yansıtmak vicdanları incitti, yaraladı. 
Yeni asgari ücretin bir yıllık saptanması da diğer olumsuzluk. 2024 yılı başında bir yıllık olarak belirlenen mevcut 17 bin 2 TL’lik asgari ücret, temmuzda ara zam yapılmamasından ötürü 6 bin TL’ye yakın eriyerek gerçek satın alma gücü 11 bin TL’ye geriledi. Yeni ücretin de can yakıcı hayat pahalılığı karşısında şubat veya mart ayından itibaren hızla aşınarak satın alma gücünün düşeceği şimdiden belli. Zira Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de vurguladığı gibi hayat pahalılığı katlanarak sürüyor, herkesin yakındığı yüksek enflasyon, bir türlü dizginlenemiyor. Dizginleneceği de yok. Bu koşullar altında 22 bin 104 TL tutarındaki yeni ücret bir yıl boyunca emekçinin salt temel gereksinimlerini bile karşılamaz.
Emin olun nisan ayından itibaren asgari ücretli emekçinin “geçinemiyoruz” feryatları her yeri inletmeye başlar. Eğer temmuzda ara zam yapılmazsa iyiden iyiye dibe vurur milyonlarca gariban.
Yeni ücretin duyurulmasının ardından gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Meclis Grubu'nda yapacağı konuşmadaydı. “Kamuoyundan gelen tepkileri dikkate alarak belki bir miktar refah payı ekleyerek yeni ücreti yükseltebilir” diye az da olsa beklenti oluşmuştu. Ne var ki, Erdoğan yeni ücretin “hayırlı” olmasını dileyerek beklentileri karşılamadı. Hazine ve Maliye Bakanı “enflasyonu azdırır” gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı etkilemiş olabilir. Lakin gerçek olan işçilerin onayı olmaksızın saptanan 22 bin 104 TL ile zor hayat koşullarında bir yıl ayakta kalabilmek mümkün değil.
Sonuçta 10 milyona yakın emekçi resmi enflasyonun bile altında kalan yüzde 30 artışla yine yoksulluğa mahkum olacak. Çok değil, mart ve nisan aylarından itibaren net görecek kamuoyu bu zammın yetersizliğini.