İnsan diğer varlıklardan farklı biçimde yaratılmış, yeryüzü kendisine emanet edilmiş, irade ve akıl gibi değerlerle donatılmış, peygamber ve kitaplarla ona yol gösterilmiştir. İnsanların bir kısmı iman etmiş, bir kısmı inkara yönelmiş veya Allah’a ortak koşmuş, bir kısmı da iman ile küfür arasında bocalayıp durmuştur. İman etmek şahsiyet inşasının temelini oluşturur. Allah (c.c) katında imansız yapılacak amel değersizdir. Yapan kişiye de değer katmaz. Şahsiyet inşasını imandan sonra namaz, oruç, zekat ve hac gibi temel ibadetler takip eder. Bu ibadetler belirli şartları taşıyan müminlerin yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadetlerdir. Namaz ibadetiyle müslüman, akıllı ve ergen herkes sorumludur. Hesaba çekileceğimiz ilk ibadetimizdir. Namazsız müslüman düşünülemez. Çünkü namaz müslümanın kimliğidir. Temel ibadetler Müslümanı ahlaklı davranışlar yapmaya sevk eder. Kötülüklerden alıkoyar. İslami kimliğe sahip olan kişi Allah yolunda infak eder. İnfak, insanın sahip olduğu nimetlerden belli bir kısmını toplumda muhtaç kimselere sunması, arz etmesidir. Allah’ın kendilerine lutfettiği nimetleri, toplumda bu nimetlere muhtaç insanlarla paylaşabilmeleri müminlerin özelliklerinden biridir. Sabırlı olur. Sabır, olaylar karşısında yılmamak, ibadet ve çalışmaya yılmadan devam edebilmek, tahammülü güç ve katlanması zor olaylar karşısında sebat göstermektir. Öfkesine hakim olur. Öfkeye hakim olabilmek müminin önemli bir ahlâkî niteliğidir. Toplumsal hayata baktığımızda, bir anlık öfkeyle nice hayatların söndüğünü, yuvaların yıkıldığını, kalplerin kırıldığını görürüz. Ahde vefalıdır. Ahde vefa, verilen sözü tutmak, yapılan sözleşmeye uymaktır. Mümin hem Allah'a hem de insanlara verdiği söze riayet eder. Affedicidir. Allah’ın Kur'ân’da en çok zikredilen sıfatlarından birisidir. Rahmani bir sıfat olan affetme, olgun müminlerin de niteliği olarak zikredilmiştir. Kur'ân-ı Kerim’de, Hz. Peygamber’in şahsında bütün mü’minlere, af yolunu tutma tavsiyesi vardır. Güvenilirdir. Müminlerin en önemli özelliklerinden biri de güvenilir olmasıdır. Peygamberimizin yaşadığı toplumda en belirgin özeliği "el-emîn" oluşu idi. Yaşadığı toplum onu adından daha çok bu unvanıyla anardı. Birbirlerinden çok ona güveniyor, kıymetli eşyasını, altın ve mücevherlerini ona emaneten bırakıyorlardı. Faydasız işlerden, boş sözlerden uzak durur. Peygamberimiz vaktini değerlendirmeyenin aldandığını, iki günü eşit olanın zararda olduğunu, faydasız işleri terk etmenin kişinin İslâmiyetinin güzelliğinden olduğunu bildirir. Merhametlidir. Mümin merhametli insandır. Allah insanların merhametli olmalarını ve birbirlerine ve bütün canlılara karşı merhametli olmalarını istemektedir. Günahta ısrar etmezler. Nefis sahibi olan ve her şeytanın düşmanlığına maruz kalan insan günah işleyebilir. Önemli olan hiç günah işlememek değil günah işlediğinin farkına varıp bu günahtan vazgeçebilmek ve günahına tövbe edip Allah'a yönelebilmektir. Çirkin bir iş yaptıklarında hemen Allah’ı hatırlayıp günahlarının bağışlanmasını isterler. İffetlidirler. Edep ve hayayı ilke edinirler. Bırakın zina yapmayı zinaya götürecek yollardan uzak dururlar. Başkalarının namuslarını kendi namusları gibi görürler. Cana kıymazlar. Allah’ın verdiği canı ancak Allah’ın alacağını bilir. Bir cana kıymanın bütün insanlığı öldürmüş gibi olacağını, bir canın yaşamasına vesile olmayı da bütün insanlığı yaşatmış gibi olacağının bilincindedir. Bütün inananları kardeş bilir. Zira Kur’an mü’minlerin birbirlerine karşı kardeşlikten başka bir duygu içerisinde olamayacağını bildirir. İslam kardeşliği bireyin huzur içinde insanca yaşamasını sağlayan yoldur. Zira İslam dininin amaçlarından biriside Müslümanlar arasındaki birliği sağlamaktır. Tek olan Allah'a iman, tek kitap, tek kıble, cemaatle kılınan namaz, hac ibadeti bu birlikteliğin temel unsurlarıdır. Kur’ân’da da ifade edildiği gibi insan içinde iyiliği ve kötülüğü potansiyel olarak barındırmaktadır. İnsan bazı özelliklerini doğuştan getirirken, bazı özelliklerini de çevre ve aileden eğitim yoluyla öğrenerek elde eder. Bunların tamamı onun kişiliğini oluşturur. Kur’an kişiliğimizin ahlaki temellerle inşa edilmesinde bizlere yol gösterir. Zira, Kur’ân’ın muhatabı insandır. İnsanlara hidayet rehberi ve davranışlarına kılavuzdur. Kur’ân’ın amacı insanın yaratılış gayesini, sorumluluklarını ve nasıl davranması gerektiğini öğreterek olumlu bir şahsiyet kazandırmak, sonuçta dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamaktır. Bu vesile ile Mevlid-i Nebi ve Camiler haftamızın hayırlar getirmesini rabbimden niyaz ederim.
Ahmet Cevdet YEDİYILDIZ
Uzman Vaiz
Samsun İl Müftülüğü