Kış aylarına giriyoruz. Daha az havalandırılan kapalı mekanlarda, daha çok kalacağımız için solunum yolları ile bulaşan hastalıklar, elbette daha çok görülecektir.
Grip, nezle, solunum yolu ile bulaşabilen birçok bakteriyel enfeksiyon ve diğer üst solunum yolları enfeksiyonlarına daha çok yakalanacağız demektir.
Hava kirliliği kavramı; hem dışarıda hem de ev içinde geçerli olan bir kavramdır ve hava kirliliği dışarıda olduğu kadar, ev içinde de insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Havalandırılmayan, çok insanın yaşadığı, metrekaresi küçük, penceresiz, sigara içilen, kömür, odun yakılan ortamlar ve odalar hava kirliliğinin yaşanabileceği mekanlardır. Buna indoor hava kirliliği de deniliyor.
Hava kirliliği demek, havada; insan sağlığı için müsaade edilebilecek (mac değeri ) miktarın üzerinde toz, partikül ve kimyasal madde bulunmasıdır.
Endüstrinin saçtığı duman ve kimyasal gazlar, lastik yakılması, kötü ve kalitesiz kömürün, tezek ve bazı maddelerin evlerde ısınmada kullanılması ile ortaya çıkan duman ve baca atıkları, otomobil egzozları, durgun hava, insanların soluduğu havayı kirleterek hava kirliliğine ve insanların sağlığının bozulmasına yol açar/açabilir.
Hava kirliliği durumunda; acil servislere başvurular artar. Özellikle kronik akciğer hastaları daha çok acil servislere başvurur. Kalp krizini tetikler, astım hastaları daha çok sıkışır, akciğer kanserine neden olur, hamilelerde erken doğum ve düşüklere neden olabileceği konusunda bilgiler vardır.
E-DEVLETTE, Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı mevcut olup, buradan yaşadığımız bölgenin hava kalitesi hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Hava Kalitesi İndexi (HKİ), iyi, orta, hassas, sağlıksız, kötü, tehlikeli gibi sınıflandırılmıştır.
Solunan havada, kükürt dioksit ( 0-100 mikrogram/metreküp) sınırlarında olmalıdır. Azot dioksit (0-100 mikrogram/metreküp) sınırında olmalıdır. Karbon monoksit (0-5500 mikrogram/ metreküp) sınırında olmalıdır. Ozon (0-120 mikrogram/metreküp) sınırında olmalıdır. Havada partikül (0-50 mikrogram/metreküp) olmalıdır. Bu sınırların üzerinde hava kirliliğinden söz edilir.
Meteroloji yayınladığı bildiride, azot dioksit gazı puslu hava, kötü koku yüksek basınçlı hava kitlesiyle
İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerimizde havada klor kokusu oluşacak şekilde zehirli gaz olan NO2, çıkışı olacakmış, insan sağlığına tehdit değil ama risk oluşturabilir diye vatandaşı uyardı. Havadaki miktarının artması elbette hava kirliliğine sebep olacaktır...
Özellikle bodrum katlarında, penceresiz, havalandırılmayan yerlerde de radon gazının yoğun bulunduğu ve bu durumun akciğer kanseri tehlikesi taşıdığı bilinmelidir. Bu tür mekanlarda yaşayanların ortamı sürekli havalandırmaları bu tehlikeyi azaltabilir.
İyi havalandırılamayan, kalitesiz kömür, tezek, yanmış mazot, lastik yakılması suretiyle ısıtılan yerlerde, sigara içilen ortamlarda oluşabilecek hava kirliği sağlık açısından ciddi tehdit oluşturur.
Hava kirliliği bazen önemsenmeyen tehlike oluşturur, bu durumlarda hava kirliliğine neden olan sebepler ortadan kaldırılmalı ve tedbir alınmalıdır. Havada asbest tozlarının bulunması, ciddi bir akciğer kanseri olan mezetelyomanın en önemli sebebidir. Temiz hava sağlıktır değeri bilinmeli...
Hava kirliliği...
Mustafa Emin Dinççağ
Yorumlar