Haftada bir gün, siz Samsun Gazetesi okurlarıyla beraber olacağım ve düşüncelerimi sizinle paylaşacağım için çok mutluyum. Bana bu fırsatı tanıyan Samsun Gazetesi yetkililerine çok teşekkür ederim.
Daha çok Sağlık, Halk Sağlığı, Tüketici Sağlığı konularında güncel, ilginizi çekecek, hayatta işimize yarayacak çok fazla magazinel olmayan ama bilimsel bilgileri işlemek ve düşüncelerimi sizlere aktarmak istiyorum.
Halk olarak, bilimsel bilgi ile çok ilgilenmiyoruz, illaki magazin peşindeyiz, magazinin de gerçek magazinden çok, incir kabuğunu doldurmayacak, sıradan  –Çağla Şikel zayıfladı,İbrahim Tatlıses ağladı- gibi kimseye hayrı olmayan haberler, toplumca ilgi görüyor maalesef... Oysa dünya teknoloji devrimi yaşıyor, iletişim olanakları aklın ötesine taşındı, insanoğlu kurduğu teleskoplar ile milyonlarca ışık yılı ötesinde salgılanmış ışınları bugün tespit edebiliyor, manyetik rezonans ile insan duygularının görüntüsü alınabiliyor, felçli bir hasta düşünce gücüyle eli veya kolunu kullanmadan istediği cihazı çalıştırabiliyor, kapıyı açıp, ışıkları söndürebiliyor. Yapay zeka adı verilen buluş, orta derecede zeki bir insanın çok önünde problem çözüyor, dünyayı idare etmeye hazır. Biz tercihlerimizle, hayata bakış açımızla, eğitim düzeyimizle, değişemememiz nedeniyle yerimizde sayıyor, patinaj yapan bir tekerlek gibi devinip duruyoruz.
Çare; değişmek, tercihlerimizi değiştirmek, bilimi  öne çıkarmak, daha üretmek, daha çok okumak, tasarruf yapmak, çocuklarımızı geleceğimiz olan çocuklarımızı daha iyi ve çağın insanı olarak yetiştirmek, dil bilmek, dünyayı tanımak, bilimi ve teknolojiyi takip etmek, iletişim teknolojilerini iyi kullanmak, anlamak, dinlemek, dünya vatandaşı olmak. Çare; kötü alışkanlıkları bırakmak, insani değerlerimize sahip çıkmak, insanı önceleyen her iyi uygulamayı yüceltmek, vatandaşı iyi yönde motive etmek, vatana, bayrağa, ülkemize sahip çıkmak ve onu yüceltmek, bulunduğumuz yeri yeterli bulmayıp, “daha iyi, daha yüksek, daha ileri” diyebilmektir.
Türk insanı olarak bu yeteneklerimizi ispat ettik. Nobel kazanan bilim adamlarımız, dünya şampiyonu olan sporcularımız var. İstesek, çalışsak, modern dünyanın kalıplarını, bilimin önerilerini anlayıp uygulayabilsek, ”muasır medeniyetlerin” seviyesine ulaşmak zor değil.
O halde başarı teknolojiyi yakalayıp, insani  değerlere sahip çıkarak, verimli bir şekilde üretmek,
bilime inanarak, çevreye sahip çıkarak, ülkeyi ve vatanı hak ettiği yere taşımak, amaç olmalıdır. Bu her Türk vatandaşı olarak ilkemiz olduğu müddetçe biz, bu ülkenin gençleriyle elbette başaracağız. 
Sağlığı, morali, donanımı iyi gençlerle kaygıya gerek yok. Ama daha çok çalışmak da farz.
Dr. M. Emin Dinççağ