Belki birileri
"Komplo teorisi"
gibi algılayacak
ama
hiç önemli değil!..
Karadeniz'de
tarım, ciddi anlamda
tehlike altında...
Nedeni de
Gürcistan'dan
yurda girerek,
kısa sürede
üreyip
çoğalan
kahverengi kokarca...
Her tarafı saran bu zararlı yüzünden; başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgil, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan gibi ekonomik değeri olan birçok üründe verim ve kalite kaybı var...
Çünkü, bitki yaprağının suyunu emen kokarca, ürünü verimsiz hale getiriyor...
Bölgede 8 milyon insanın
geçim kaynağı ve ülkenin
ihracatta tarımsal lokomotifi konumunda
bulunan fındıkta
verim düştüğünde,
kayıplar daha büyük olacak...
Hele de
ekonomik zorluklar
nedeniyle 
gübre ve ilaç 
kullanmayıp,
fındığı bahçesinde
kendi imkanlarıyla
toplayacak olan
üreticiler için...
Fındık taban fiyatları,
50 randıman
üzerinden açıklanıyor...
Yani, 100 gram kabuklu fındık kırıldığında,
iç olarak
50 gram ürün çıkmışsa,
bu "50 randıman"
olarak kabul ediliyor...
Randıman (verim) düştüğünde,
fındık fiyatını ucuza kapatmak isteyenlerin
rekolteyi yüksek gösterme çabaları da
bir işe yaramayacak...
Kokarca belası,
"Kapsamlı mücadele" anlayışı
içinde üreticiler başta olmak üzere
tüm paydaşları
bir araya getirdi aslında...
Kokarca varsa,
herkes zararda...
Tabii ki bazı ilaç firmaları hariç...
Tarım il ve ilçe müdürlüklerinin
mücadele çabalarını görüyorum ama
ne kadar yeterli ve etkili
bilemiyorum...
Tehlike ortada...
Çok çabuk üreyen ve çoğalan
kokarca karşısında
bütün ülkede bir "Seferberlik"
ilan edilmesi gerekiyor...
Başından beri
üreticilerin aydınlatılmasında
büyük çaba sarf eden
Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam,
"Samuray arıcığı"ndan söz etmişti...
Samuray arıcığı,
kokarcayı biyolojik olarak yok ediyor...
Tavukların keneyi, leyleklerin
yılanları yemesi de böyle bir şey...
"Ekolojik denge" zaten bu...
Ancak, bu
dengeye
biyolojik olarak
müdahaleler
yapılabiliyor...
Hesapta, Türk fındığı
başta olmak üzere
tarımı bitirmek olabilir mi?..
Dünyanın en büyük fındık üreticisi
olan Türkiye,
tarımsal döviz girdisini de en çok
bu üründen 
sağlamıyor mu?..
Devam edelim!..
Keneler durup dururken mi çıktı?..
Göllerdeki balık popülasyonunu yok eden
İsrail sazanı, iç sulara
gökten zembille mi indi?..
Koronavirüs konusuna hiç girmeyelim!..
Bazıları
bu ifadeleri
"Komplo teorisi" 
olarak
değerlendirebilir ama
bu ülke üzerine yazılan
senaryoları
gördükçe;
şüpheye düşmeden
edemiyorum...
Haksız sayılır mıyım acaba?..