Bir sehpa üzerinde ve ellerde toplam 6 tabanca, çok sayıda mermi ve muştalı görüntüsünü
sosyal medyada paylaşan ünlü bir turizmcinin oğlunun kullandığı otomobil, direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu; İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde gece yarısı birkaç araca ve yoldan geçen bir kadına çarpıp takla attı...
İddiaya göre, 31 suçtan sabıkası
olan bu kişi,
Çerkezköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesi alındıktan sonra
serbest bırakıldı. Dosyanın Beşiktaş Cumhuriyet Savcılığı'na
verileceği belirtiliyor...
Hukukçu değilim!..
Sürecin
nereye
savrulacağını
bilemem...
Nitekim nöbetçi mahkeme,
o sabıkalıyı tutukladı...
Bu noktada,
toplumu daha çok ilgilendiren 
başka bir konu var...
Aralarında
o turizmcinin 
oğlunun da bulunduğu iki kişinin
muhtemelen otel odasında
bir sehpanın üzerindekiler ve ellerinde tuttuklarıyla
birlikte toplam 6 silah, muşta ve çok sayıda mermi ile
çektikleri görüntülerinin
sosyal medya paylaşımıdır...
Bu silahların
ruhsatlı dahi olsa,
böylesine
teşhir edilmesinin
toplumda yaratacağı
olumsuz algıyı,
endişe verici buluyorum...
Gerçi bu durum silah teşhiri
kapsamına girer mi?..
Bu da hukukçuların işidir...
Benim meselem;
bu silahlı paylaşımın
mafya filmleriyle
yetişen gençlerin
üzerinde
yaratacağı olumsuz
etkidir...
Çocukken,
ruhsatlı da
olsa silahını özellikle görünür yerde
taşıyanlara
"Korkak" derdik...
Yine aynı düşüncedeyim...
Çünkü, adap-edep bilenler
silahını göstermezdi...
Elbette bu bakış açısı,
sosyal ve kültürel yetişme tarzına göre
değişebilir...
Ancak devlet,
kişilerin
korkak ya da
yürekli olduğuna
değil;
yasalara uyup uymadığına
bakar!..
Adalet de bunun için vardır!..
İtirazım,
bu tür sosyal medya
paylaşımlarının
bir tehdide dönüşme
ihtimalinedir!..