CHP'de, partiyi Atatürk'ten uzaklaştırma
çabaları,
Kılıçdaroğlu
döneminde,
"Dersimli Kemal"
ifadesiyle
başlamış;
birtakım milletvekillerinin
zırvalarıyla sürmüştü...
Oysa
CHP; Atatürk'ün
iki büyük eserinden biriydi...
Böyle büyük bir
haksızlık ve vefasızlık olabilir miydi?..
Çok sayıda CHP'li, genel başkanın
bu ifadelerinden
rahatsız olmuştu...
Hatta, bu yüzden partide
istifalar bile yaşandı...
Bunlardan
biri de,
Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçildiği kurultayda,
"Divan Kurulu"nda
görev alan
ve uzun yıllar İlkadım İlçe Başkanlığı
yapan Erkan Akyüz'dü...
Yaklaşık 8 yıl önce,
Kılıçdaroğlu'na bu ifadesinden ötürü
"Atatürk'ün koltuğu"nu hatırlatmış ardından da
Deniz Baykal'dan
özür dileyerek,
zehir zemberek bir açıklamayla,
partisinden istifa etmişti...
Samsun gazetesi sahibi ve
BSE Radyo Televizyon Yayıncılığı
A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı,
değerli kardeşim
Erkan Akyüz, 
Büyükşehir Belediye
Meclisi üyeliğini bağımsız olarak sürdürdü
ve Kılıçdaroğlu'na tepkisinde de
o günden bugüne hiç geri durmadı...
Geçende de
Kılıçdaroğlu'nun
o ifadelerine
"Rahmet okutacak"
bir gelişme daha yaşandı...
Cumhuriyet ve Atatürk
sevdalısı
herkesin içini acıtan
bu olay,
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in,
Büyükşehir Belediye Başkanı
Ahmet Türk'ün
yerine "Kayyım" atanmasına tepki
göstermek için
gittiği Mardin'de
oldu...
Özel'in iktidara yüklenmesine
diyecek
bir şey yok ama
CHP otobüsünün üzerine çıkan
DEM Parti Eşbaşkanı
Tuncer
Bakırhan'ın
halka seslenişine
söylenecek çok şey var!..
Onun bu sözlerini duyunca,
orada "Kayyım" atamasının
ne kadar doğru olduğunu 
anlıyor insan!..
Atatürk'ün kurduğu CHP'nin otobüsü
üzerine çıkıp,
"Seyit Rıza ne yaptıysa, Şeyh Sait ne yaptıysa Kürt halkı onların yaptığını yapacaktır"
ifadesi ne demektir?..
Bu utanmaz,
cesareti nereden almıştı?..
Tabii ki
geçmişte,
Kemal Kılıçdaroğlu
"Dersimli Kemal'im" der,
CHP Bursa Milletvekili
Orhan Sarıbal,
Dersim'de yaşananları "Katliam"
olarak değerlendirirse;
DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan da
parti otobüsünden
böyle haince
sözler söyler!..
Hadi diyelim ki;
"Utanmaz" eşbaşkan,
geçmişteki bu kalkışmaların
İngiliz ve Fransız
provokasyonuyla, 
Cumhuriyet değerlerine
karşı gerçekleştiğini
bilmiyor...
Ya o anda parti otobüsünün
üzerinde olan
CHP'liler?..
"Sen ne diyorsun?"
diye tepki verdiler mi, bilemiyorum...
Bu sözler;
Türkiye Cumhuriyeti
başta olmak üzere
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına 
karşı nankörlük etmektir!..
Bu sözler;
o isyanlarda
şehit olan
asker ve polislerimizin
kemiklerini sızlatmaktır!..
Bu sözler,
CHP'ye gönül vermiş milyonlarca
partiliyi incitmektir!..
Demokratik arayışlar, Anayasa'da ifade edilen
ve herkes için geçerli olan
maddeler
kapsamında
bir haktır ama
böylesi bir söylem;
hem nankörlüktür
hem de suç!..
CHP, iktidar
arayışını
kendi amblemindeki 6 ok yerine
başkalarının
yazdığı senaryolarda
ararsa;
bunun bedelini ağır öder...
Tıpkı partinin köklerinden
gelen
SHP'nin
1991 seçimlerinde
HEP'le yaptığı
ittifakta olduğu gibi...
SHP, o seçimde
Artvin'den Sinop'a
kadar Karadeniz'de hiçbir
ilden
milletvekili çıkaramamış,
anamuhalefet iken
muhalefete düşmüştü...
CHP'nin
muhtaç olduğu kan,
içinde "Milliyetçilik" kavramının da yer aldığı
6 oktadır...
Bu milliyetçiliğin
temeli,
Atatürk'ün ifade ettiği
"Millet" tanımına dayanır!..
O da "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran
Türkiye halkına
Türk Milleti denir"

ifadesidir... 
Anadolu'nun bağrında
yaşayan 
Türk, Kürt, Gürcü, Çerkes, Arnavut ve
Arap
kim varsa,
"Türk Milleti" kavramı içinde
"Tasada ve kıvançta bir"
olarak yerini bulur...
Bu kardeşliği, geçmişte yaşanan
hainliklere atıfta bulunarak,
bozmak isteyenlere,
fırsat verilirse;
hem ülke hem de parti için sıkıntı olur!..
Sanırım, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de
işin farkında...
O nedenle dünkü grup toplantısı konuşmasında, gelen tepkiler üzerine
"Utanmaz eşbaşkan"ın adını vermeden, partilileri
milli hassasiyetler konusunda
dikkatli olmaya
çağırmıştır...
Bu ülke hepimizindir!..
Ve bizler için de başka Türkiye yoktur!..