Piyasayı
belirleyenler
tekeller olunca,
taban fiyat
açıklamalarının
bir anlamı
var mı?..
Mesela, fındık taban fiyatı
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından
26 lira 50 kuruş olarak
açıklandığı halde,
o dönemde
23 liradan alım yapılmadı mı?..
Hatta, tekel konumundaki firma
piyasaya
25 liradan alım yapacağını
duyurmadı mı?..
Bütün taban fiyatlı
ürünlerde
durum farklı değil...
Yani, "Serbest piyasa"
aktörleri, istediği gibi
fiyatları belirliyor...
O zaman "taban fiyat"
niye?..
İyi ki devletin
devreye soktuğu
TMO gibi
kurumları var...
Önceki gün de
Ulusal Süt Konseyi,
1 Nisan'dan itibaren
5 lira 70 kuruş
olarak "tavsiye
fiyatı" açıkladı...
2021 yılında
bu fiyat, 4 lira 70 kuruş olduğu halde,
Tekkeköy ve civarında
çiğ sütün litresi
kaymaksız 2 lira 50 kuruş,
kaymaklı
3 liradan toplanmadı mı?..
4 lira 70 kuruş nerede
2 lira 50 kuruş nerede?..
Aradaki farka
bakar mısınız?..
Üreticinin yapacağı bir şey yok
elbette...
Kooperatifleşme olmadığı
takdirde,
bu sömürü düzeni
devam edecek!..
Çünkü üretici,
ineği sağmak
ve ihtiyacından fazla
sütü de satmak zorunda...
"Yoğurt yapsın, peynir yapsın" demek kolay!..
Pazara gidenler,
üretici kadınların
soğuk havada ve güneşin altında
süt, tereyağı ve peynirini
satamadan evlerine
geri döndüklerini
görüyordur her halde...
Bu ülkede, kırsal kesimdeki insanları
üretmek yerine tüketmeye
zorlayan sisteme
bir çare bulunmadıkça,
hem yoksulluk hem de
dışa bağımlılık
daha da artacaktır!..
Serbest piyasa ekonomisine
değil;
arz-talep dengesi üzerindeki
tezgahlarla,
üreticinin elinden
ucuza mal kapatmak
isteyenlere karşıyım...
TMO ve Tarım Kredi Kooperatifleri
gibi kuruluşlar
olmasaydı;
şu sıkıntılı süreçte,
hem üretici hem de tüketici
büyük mağduriyetler
yaşayacaktı...
Bu tecrübeyle; devletin bu tür kurum ve kuruluşlara
daha çok destek olması
gerektiği
bir kere daha anlaşılmıştır!..
Bu cümleden olarak, şunu soruyorum;
"arife tarif gerekiyor mu?"...