Samsun’un Bafra ve 19 Mayıs ilçelerinde
bir caminin
kundaklanıp,
2 caminin
yakılmak istenmesi ardından
imam odasındaki Kur'an-ı Kerim'in ateşe verilmesinin,
Müslümanların
çoluk çocuk katledildiği
bir döneme
rastlaması;
zamanlama bakımından
"provokasyon" 
şüphesi 
uyandırıyor...
Hani, eskiden olsa
"Meczup" der geçerdik ama
böyle bir ortamda
gerçekleşen
bu kahpe
olay
karşısında,
aklımıza bin türlü
senaryo geliyor...
Önce "Neden Samsun?" diye
sormakla
başlayalım...
Onur Anıtı'ndaki Atatürk
heykelinin
kaidesinden
çelik halatlarla sökülmek istenmesi,
büyük tepki çekmişti...
Bütün partilerin
sağduyulu
refleksi ile
sağlanan birliktelik,
bu provokasyonu
işlevsiz bırakmıştı...
Çünkü hiçbir Samsunlu
oyuna gelmemişti...
Şimdi de Bafra ve 19 Mayıs
ilçelerinde
camilerin yakılması
ve Kur'an-ı Kerim'in ateşe verilmesi
olayını yaşadık...
Gazze'de
hunharca katledilen
Müslümanların
yaşadığı 
vahşetin
toplumda
büyük infial uyandırdığı
bir dönemde,
böyle bir kahpelik
bizlere
6-7 Eylül,
Çorum ve Kahramanmaraş'ı
hatırlatıyor...
Çadırların yakılmasıyla
fitili ateşlenen
ve bütün Türkiye'yi saran
Gezi olaylarındaki
provokatörleri de...
Samsunlular,
hiçbir dönemde,
böylesine kışkırtmalarla
tezgaha düşüp,
ortamı germek isteyenlerin
oyununa gelmemiş,
gelmeyecektir de...
Güvenlik güçlerinin,
gelişmiş imkan ve kabiliyetleri;
bu kahpeliğin izini sürerek,
asıl amacı 
çözecek gücü vardır...
Hem de en kısa zamanda...
Devlete sonsuz güvenen
bir insan olarak,
bu kahpeliği yapan ya da yaptıranların derhal yakalanacağını biliyordum...
Nitekim, yazının
gazeteye verildiği
saatlerde
jandarma ekiplerinin
şüpheliyi yakaladığını
öğrendim...
Verilen bilgide, bu kişinin
eski bir imam olduğu ve FETÖ davasıyla Diyanet'ten ihraç edildiği yer alıyordu...
Başından beri "provokasyon" deyip durmuştum...
Yanılmamıştım!..
Yoksa görevden atılmış da olsa; eski  bir imam, cami kundaklayıp, Kur'an-ı Kerim'i ateşe verir miydi?..
Jandarma bu işi çözer!..
Ellerine sağlık!..