Gastronomi, yeme içme ile eş anlamlı kullanılsa da kavram olarak bundan çok daha ötesidir. Peki nedir gastronomi? Gastronomi; bir bölgedeki kültürü yansıtan; hazırlama, pişirme, servis etme gibi yemeğin tüm aşamalarını kapsayan ve bunları deneyimleyen insanları da içine alan geniş bir yeme içme alanı olarak tanımlanmaktadır.
    Gastronomiyi, çeşitli şekillerle birlikte üretim ve tüketim boyutlarıyla ele almak faydalı olacaktır. Üretim boyutuyla ele aldığımızda yemeği mükemmel şekilde hazırlamak, yemeği en iyi şekilde sunabilmek, iyi masa hazırlama bilimine sahip olmak, iyi yemekle ilgili tüm aşamalarda bilgi sahibi olmak, yemek pişirmek için gerekli prensipleri taşımak, aşçılıkla ilgili bütün özelliklere sahip olmak, yemek pişirme ile ilgili tüm uygulamalara sahip olmak ve aşçılık sanatı ile ilgili bilinmesi gerekenlere eksiksiz sahip olmak şeklinde ifade edilebilir. Tüketim boyutu ile ilgili olarak meseleye bakıldığında karşımıza çok daha farklı gerçeklikler çıkıyor. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi açısından ele aldığımızda, fiziksel ihtiyaç olarak adlandırılan yeme-içme; bugün geldiğimiz noktada işin içerisinde şovları da barındıran bir olgu haline geldi. Özellikle instagram gibi sosyal medya mecraları başta olmak üzere artık insanlar yedikleri içtikleri her şeyi anında paylaşır hale geldi. 
    Türkiye’de gastronomi alanında öne çıkmış kentlerimiz var. Hemen aklımıza Gaziantep, Afyon geliyor. Samsun’un anılan kentlerden eksiği yok fazlası var. İlimizde yaklaşık 1800 yenilebilir ot sayısının olduğu düşünüldüğünde; ortaya muazzam bir manzara çıkıyor. Samsın kenevirde ülkemizde 1. sırada yer alıyor. Fındık ve çeltikte 2. sırada; kivide 3. sırada yer alıyor. Üstelik üstün yanlarımız sıralandığında liste de uzayıp gidiyor. 
    İlçeler açısından meseleye yaklaşıldığında her ilçe birbirinden zengin gastronomi ürünlerine sahip. Pazarlamada çok temel bir kural var. Sizin ürününüz çok kaliteli olabilir ancak bu durumun tüketiciniz / müşteriniz tarafından da biliniyor olması lazım. Bunun için ise doğru yerde, doğru mecrada tanıtımların doğru hedef kitleye verilmesi gerekli. Festivaller bunun için pratik uygulamalardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Her ilçenin öne çıkan ürünü ile ilgili olarak festival yapması, çok faydalı olacaktır. Hem yurt içinden hem de yurt dışından misafirlerin gelmesine vesile olacaktır. Burada kilit noktalardan birisi hiç şüphesiz ki festivallerin yılın aynı tarihlerinde yapılması. İşte o zaman insanlar kendilerini ona göre ayarlıyor.
    Şefler ve gurmeler açısından baktığımız zaman da tarihlerin standart olması anılan kişilerin takvimlerinin de standart hale gelmesine ve dolayısıyla da o kişilerin buraya yılın aynı tarihlerinde gelmesine yol açacaktır.
    Hemşehri dernekleri, aşçılar, yöre halkı başta olmak üzere çok sayıda insan, oraya gelecek ve dahası o yörenin ürünlerini tüketecek ve netice itibariyle de kentin tanıtımı söz konusu olacaktır.