Türkiye’de asgari ücret 1936 tarihli İş Kanunu ile mevzuata girse de uygulamaya 1951’e kadar geçemedi. 1951’den 1967’ye kadar geçen süre içinde de asgari ücret, mahalli komisyonlar tarafından belirlendi. Günümüze kadar birkaç değişiklikle varlığını sürdüren Asgari Ücret Tespit Komisyonu uygulaması 1967’den sonra başladı...
2021 yılı itibarıyla Türkiye'de çalışanların en az % 37'si, asgari ücretin %105’inden daha az gelire sahip.
Bu oran Avrupa ülkelerinde ise % 10 seviyelerinde. Bu nedenle asgari ücret belirleme, Türkiye için sonuçları açısından diğer ülkelerden daha da fazla bir öneme sahip.
Enflasyondan arındırılmış brüt asgari ücret miktarında 1969 - 2021 arası 52 yıllık süreçte, yıllık ortalama % 2,6'lık bir artış gerçekleşti. Aynı dönemde Türkiye'de GSYH'deki büyüme oranı ise % 4,6 oldu. Asgari ücrette reel olarak yıllık en yüksek ortalama artışın yaşandığı dönem % 6,6 ile 1990-99 dönemi olurken; 1980-89 döneminde ise asgari ücret reelde her yıl yaklaşık % 2 değer kaybetti.
Asgari ücretin reel değeri, 24 Ocak 1980'de uygulamaya konan neoliberal ekonomik düzenlemeler neticesinde ciddi bir şekilde azaldı. 1989'da asgari ücretli bir çalışanın aldığı ücret reelde 1979'daki asgari ücretten % 20 daha azdı. 1990'larda ortalama büyüme oranlarını da aşan zamların sonucunda asgari ücret 1979'daki alım gücü değerini 1997'de yakalayabildi. 2000'li yılların ilk on yılında yatay bir çerçevede 1990'lardan bu yana alım gücü açısından asgari ücrette pozitif bir seyir göze çarparken büyümeden aldığı pay konusunda aynı şeyi söylemek güç. 1969’da dolar bazında kişi başına düşen gelir 584 dolar iken brüt asgari ücretin değeri 49 dolardı. Yani, asgari ücret dolar bazında kişi başına düşen gelirin %8,4'üne denk geliyordu. 52 yıllık süreçte kişi başına düşen gelir 15,4 katına çıkarken asgari ücret 7,2 katına çıktı. Aradaki oran da %4,2'ye geriledi. Türkiye’de asgari ücrette ve onun yakınında çalışan kişi sayısının fazlalığını dikkate aldığımızda; sadece bu tablo bile Türkiye’de gelirin çok da adaletli bölüşülmediğini gösteriyor. 2010'dan sonra enflasyon üzerinde yıllık ortalama % 3,8'lik artışlarla 2021 yılında 2003'teki reel değerinin iki katına ulaştı. Asgari ücret en düşük kazanç elde eden toplumsal sınıfların geçim standartlarını temsil ettiğinden; gelir dağılımı açısından önemli politika araçlarından biridir. İşverene maliyet unsuru olduğu da dikkate alındığından, çeşitli dengeler gözetilerek hazırlanmaktadır. İncelediğimiz veriler de asgari ücret seviyesi belirlemede enflasyon oranının dikkate alındığını fakat büyümeden fazla pay alınamadığını gösteriyor. Bu da ekonomik büyümenin ekonomik geliri göreceli düşük gruplara etkisinin sınırlı kaldığı tezini güçlendiriyor.
Asgari ücret, işverenlerin işçiler üzerinde haksız hakimiyet kurmalarını önlemek ve geliri asgari ücretten ibaret olan işçilere insanca bir yaşam olanağı sunmak adına, emeğin minimum karşılığı olarak belirleniyor. Çalışan kesimin %37’sinin asgari ücretle çalıştığı ve büyük çoğunluğun tek gelir kaynağı bu ücret olan Türkiye’de, her yıl olduğu gibi işçi, işveren ve devlet temsilcilerinden oluşuyor.