Yıllarca oyalanan on binlerce kamu çalışanı ve memur emeklisi, daha fazla uzatılmadan 3600 ek gösterge yasasının çıkarılmasını umutla bekliyor. Asgari ücretin artırılması, düşük emekli aylıklarının yükseltilmesi ile birlikte, siyasi iradenin gündeminde yer alan ek gösterge yasasının önümüzdeki hayata geçirilmesinde yıl belirsizliği var. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023’ü işaret ederken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin yıl sonunda hayata geçirilebileceğini kaydetti. Bu konuda netlik olmaması kafaları karıştırıyor. Siyasi iradenin 2018 yılı seçimlerinde söz verdiği, ancak yüklü maliyet gerekçesiyle hep ötelediği ek gösterge, bazı memur ve emeklinin maaşı ile ikramiyelerinde göreceli artış sağlayacak. Bu nedenle emekliliği gelen kamu çalışanı yasanın çıkmasını dört gözle bekliyor. Memurun, maaşı, emekli aylığı ve emekli ikramiyelerinin saptanmasında ek gösterge önemli etmen. Ek göstergenin yüksek olması emekli aylığı ve emekli ikramiyesinin de yüksek olması anlamına geliyor. Ek gösterge düşük kaldığından öğretmen ve polis hem emekli olamıyor hem de yüksek emekli maaşı alamıyor. Tüm memur için geçerli olması istense de ilk aşamada polis, öğretmen, din görevlisi ve hemşirelerin ek göstergelerinin yükseltilmesi öngörülüyor. Ek göstergenin 3600’e yükseltilmesi 1.6 milyon kamu çalışanının çalışırken aldığı maaşından çok, emekli ikramiyesi ve emekli maaşında önemli tutarda artış sağlayacak. Yasanın çıkması sonucu öğretmen, polis ve din görevlisinin emekli aylığı ile ikramiyelerinde yüzde 22, hemşire ve yüksek öğretim mezunu olmayan din görevlisinin aylığında yüzde 25 oranında artış olacak. Düzenlemeden halen çalışan yaklaşık 280 bin polis, 1.1 milyon öğretmen, 110 bin hemşire ve 110 bin din görevlisi olmak üzere toplam 1 milyon 600 bin kamu çalışanı yararlanacak. Yasadan 15 Ekim 2008 sonrası memuriyete girenler çok az faydalanacak. Düzenlemenin maliyetinin yıllık 20 milyar lirayı aşacağı hesaplanıyor. Aslında, 3 milyonu aşkın tüm kamu çalışanına 3600 ek gösterge hakkı tanınmalı. Eğer tümüne bu hak verilirse yıllık maliyetin 30 milyarı aşkın bir tutarda olacağı öngörülüyor. Lakin, “Kaynak yok” gerekçesini öne sürecek hükümetin buna yanaşması zor görünüyor. İstenirse, başta Saray bütçesi olmak üzere bazı harcamalardan kısıtlama yapılıp bu para rahatlıkla sağlanabilir. Örneğin beş müteahhide ödenen garantili yol ve köprü geçiş ücretinden indirime gidilerek kaynak pekala yaratılır. Dolar, avro ve altın fiyatlarının füze gibi yükseldiği, ele geçen aylık ve maaşların mum gibi eridiği ortamda tüm memur ile memur emeklisine ek gösterge hakkı verilerek, soluklanmasına olanak sağlanır. Yeter ki, kararlı irade olsun. Sosyal devlet ayrımcılık değil, tümü kucaklamayı gerektiriyor. Birine verilirken, diğeri bu haktan neden yoksun bırakılıyor? Şükrü KARAMAN