Mübarek bir Ramazan ayına daha kavuştuk şükürler olsun, efendimizin müjdelediği gibi; “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, İman, 28.) buyurduğu kıymetli bir zaman dilimindeyiz. “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” (Beyhaki, Şuab, 3/306) olan, orucumuzla teravih ve sahurlarımızla ibadet, ilim, ahlak ve kardeşlik mevsimini dolu dolu yaşayacağımız Ramazan ayına kavuştuk elhamdülillah.

Bu ay insanlara sağlık, afiyet, rahmet ve bereket getirir. Derdine derman arayan, yüzünü Yüce Allah’a çeviren ve ondan bağışlanma ve rahmet dileyen asla geri çevrilmez. Şükreden şükrünün, sabreden de sabrının karşılığını kat kat görür.

İbn Hüzeyme’nin naklettiğine göre Selman (r.a) şöyle anlatmıştır; Resulullah (s.a.s) bize şöyle hitap etti: “Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ay’ın gölgesi üzerinize bastı. O ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı (teravih) kılmayı nafile kıldı. O ayda bir hayır işleyen kimse diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur. O ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işleyen gibidir. O, sabır ay’ıdır, sabrın karşılığı ise Cennettir. O, yardımlaşma ay’ıdır. O ayda müminin rızkı bollaştırılır. O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabından da bir şey noksanlaşmaz. “

Tüm ibadetler Yüce Allah’a şükrümüzü, kulluğumuzu ve samimiyetimizi arz etmeye birer vesiledir. Ramazan ayında tuttuğumuz orucun ise sevabı ise Hadisi şerifte arz edildiği gibi bizzat Yüce Allah tarafından mükâfatı verilecek olan çok kıymetli bir ibadettir. Peygamberimiz Efendimiz buyuruyor ki: “Oruçlu iki kere sevinir: Birisi iftar ettiğinde, diğeri Rabbi ile buluştuğunda…”(Nevevî, 1215) İftar ettiğinde sevinir, çünkü bir günlük sabrının sonunda ibadetini yerine getirmiş olmanın mutluluğu ile Allah’ın kendisine verdiği nimete ermiş, çoluk çocuğu, anne babası ve ailesi ile bir sofra etrafında aynı duygularla ve aynı heyecanla buluşmuşlardır. Rabbine kavuştuğunda sevinir çünkü bir ömür ortaya koyduğu sabrın mükâfatı olarak Rabbimizin şu nidasına mazhar olmuştur: “Ey imanın huzuruna kavuşmuş insan! (27) Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak rabbine dön. (28) Böylece has kullarımın arasına sen de katıl. (29) Cennetime gir!” (30) Fecr Sûresi (27 - 30)

İşte bu yüzden rahmet ayını özlemle bekledik. İşte bu sebeple efendimiz; Allah’ım Recep Ve Şaban ayını mübarek eyle bizi Ramazan ayına kavuştur diye dua etmiş. Yunus Emre’nin dili ile

Müştâk olup özlediğim

Şehr-i ramazan merhaba

Bakıp yolun gözlediğim

Şehr-i ramazan merhaba.

Tüm ibadetlerde olduğu gibi oruç ibadetinde de samimi olma ve ifa ettiğimiz tüm ibadetlerimizin hayatımıza yansıması çok önemlidir; Peygamber efendimiz bir taraftan ibadet edip kötü huylarını terk etmeyenleri şöyle uyarıyor: “Yalan sözü ve yalan sözle iş yapmayı bırakmayan kişinin yiyip içmesini terk etmesine Cenab-ı Hak değer vermez, O’nun buna ihtiyacı yoktur.” (4) “Nice oruç tutanlar vardır ki, tuttukları oruç karşılığında elde ettikleri şey, aç kalmış olmaktan ibarettir. Gecelerini namazla geçiren nice kimseler vardır ki, karşılığında elde ettikleri şey, sadece uykusuz kalmaktır.” (Buhari, Savm, 8).

Niyaz-i Misri’nin dediği gibi; Savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin, İnsan‐ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş.


Bu yılki Diyanet İşleri Başkanlığımızın Ramazan ayı ana teması Ramazan ve Doğruluk olarak belirlendi bu ayda elimizden geldiğince bu konuyu vaazlarımızda TV programlarımızda hutbelerimizde işleyeceğiz. Doğrululuk müminde bulunması gereken en önemli haslettir. Nitekim Peygamber Efendimiz: “Şüphesiz, doğruluk (insanı) iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru/sıddık’ olarak yazılır. Yalandan sakının! Çünkü yalan (insanı) kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında ‘yalancı/kezzab’ olarak yazılır.” (Buhari, Edeb, 69.) buyurmuştur.

Ramazan ayı ve oruç ibadeti, mümince bir bilinç inşa ederek Rabbimize ve yaratılmışlara karşı sorumluluklarımızı hatırlatır. Rabbimize sadakatin bir gereği olarak yapacağımız tüm ibadet ve iyiliklerin sırf Allah için yapılması şuurunu aşılar. Sadakatin bir gereği olan sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma, dayanışma, fedakârlık gibi insani ve ahlaki erdemlerin güçlenmesini sağlar. Oruç ibadetiyle kişi, güzel ahlaka zarar veren ihanet, haset, kin, nefret, düşmanlık, yalan gibi kötü huylardan uzaklaşır.

O halde bizi kötülüklerimizden uzaklaştırıp iyiliklere ulaştıracak olan rabbimizin emrine uyma vaktidir; "Sizden önceki toplumlara yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Ta ki (nefislerinizin kötü arzularından) korunasınız." (Bakara Suresi, 2/183)

Ramazan ayının bizlere bereket getirmesi, orucumuzun ve bu ayda yapacağımız tüm iyiliklerimizin kalplerimizi ve gönüllerimize arındırması bizleri yüksek mertebelere ulaştırması ve bu ayın tüm insanlığa huzur ve iyilik getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Hayırlı Ramazanlar diliyorum.

Seyfullah ÇAKIR

Samsun İl Müftüsü