Gözlerdeki ışıltı söndü mü?
Şükrü Karaman
Yılbaşında yüzde 50.5 zam yapılan asgari ücret, dayanılmaz boyuta ulaşan, halkı canından bezdiren hayat pahalılığı karşısında 2 ayda eridi. Yaklaşık 10 milyon emekçiyi yakından ilgilendiren asgari ücret, 1 Ocak’tan geçerli olmak üzere net 2.825 liradan 4.253 liraya yükseltilmiş, siyasi irade yüzde 50.5 oranındaki artışı övünçle duyurmuştu. Aslında bu zam son yılların en yükseği idi. Lakin cebi vuran çarşı pazar fiyatları bir türlü dizginlenemedi, aksine füze gibi yukarıya fırladı. Hala daha temel tüketim maddeleri mutfağı alev alev yakıyor. Dövize 20 Aralık’taki müdahalenin ardından düşmeye başlayan ve yatay seyir izleyen dolar ve avro, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşla yeniden artmaya başladı. Yüksek enflasyonun temel etmenlerinden olan akaryakıta neredeyse her gün zam yapılıyor. Ne kadar süreceği belirsiz savaşın yansımalarının en çok Türk ekonomisini vuracağı aşikar. Yaşamın vazgeçilmezi tüketim maddeleri dövize bağlı olarak daha pahalanacak. Dileğimiz, dünyanın kaygı ile izlediği savaşın en kısa sürede sonlanması. Türk-İş’in 35 yıldan bu yana düzenli olarak her ay yaptığı ve kamuoyunun en güvenilir “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması”na göre şubatta açlık sınırı 4.552 lira olarak saptandı. Böylelikle açlık sınırı asgari ücretin 300 lira üzerinde hesaplandı. Bu da yılbaşında yüksek zam yapılan asgari ücretin 2 ayda güneş gören kar gibi eridiğini ortaya koydu. Bir anlamda açlık sınırı kısa sürede asgari ücreti yakalayarak solladı. Hiç kuşku yok ki, temel ücretin bu denli kısa sürede erimesinin tek nedeni yurttaşı canın ve cebini yakan hayat pahalılığı. Araştırmaya göre, mutfak enflasyonunda aylık yüzde 7.12, son 12 aylık yüzde 66.38 artış gerçekleşti. TÜİK’in duyurduğu yüzde 48 oranındaki yıllık enflasyonun çarşı pazar fiyatları ile örtüşmediği Türk-İş’in verileriyle bir kez daha kanıtlandı. Dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı şubatta 15.139 lira olarak saptandı. Eğer dört kişilik ailenin evine giren gelir 15 bin liranın altındaysa o aile yoksul grubuna giriyor. Bırakın bu tutarı, çok altında gelirle yaşama tutunmaya çalışan yüz binlerce aile mevcut. Vergi dışı bırakılsa bile asgari ücret yüksek hayat pahalılığı ile baş edemiyor. Olan da emeği ile geçinen milyonlarca işçi ve ailesine oluyor. Yurttaş, ülkenin bir numaralı sorunu yüksek enflasyon, cüzdanları boşaltan hayat pahalılığına karşı etkili önlemleri ve uygulamaları hayata geçirmesini siyasi iradeden bekliyor. Merkez Bankası’nın düşük ve sabit faiz politikası ısrarı, ne kadar sürecek? Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 4 ay önce katıldığı TV programında, “Gözlerimdeki ışıltıya bakın” diyerek ekonomide iyiye gidiş olacağını belirtmişti. Ancak, ne hayat ucuzladı ne halkın satın alma gücü yükseldi. Sahi Nebati’nin gözlerindeki ışıltıya ne oldu, yoksa söndü mü?
Yorumlar