Ahmet, 9 yaşında zeki ve meraklı bir çocuktu. Matematik derslerinde oldukça başarılıydı, problemleri kolaylıkla çözebiliyordu. Ancak, öğretmenleri ve ailesi, onun bir türlü organize olamamasından şikayetçiydi. Sınıfta çantasından doğru defteri çıkarmakta zorlanıyor, ödevlerini unutarak sık sık okulda bırakıyordu. Ahmet’in bu durumu, zamanla derslerine olan ilgisini de olumsuz etkilemeye başlamıştı. Ahmet’in annesi, bu durumu çözebilmek için bir psikolojik danışmana başvurdu.
Danışman, Ahmet’in durumu üzerine düşünürken, onun yürütücü işlevlerde zorluk yaşadığını fark etti. Yürütücü işlevler, planlama, organizasyon, dikkat kontrolü, problem çözme gibi becerileri kapsayan zihinsel süreçlerdir. Bu işlevler, bir çocuğun günlük hayatında başarılı olabilmesi için hayati öneme sahiptir. Ahmet’in matematikteki başarısına rağmen, yürütücü işlevlerindeki eksiklikler, onun genel akademik ve sosyal becerilerini olumsuz etkiliyordu.
Ahmet’in annesi danışmandan, yürütücü işlevlerin ne olduğunu ve Ahmet’in bu alandaki zorluklarının neden kaynaklandığını öğrenmek istedi. Danışman, yürütücü işlevlerin beynin "yönetici" süreçleri olduğunu, bir orkestra şefi gibi zihinsel süreçleri yönettiğini açıkladı. Ahmet’in durumunda, bu "şefin" bazı görevleri yerine getirmekte zorlandığını belirtti. Ahmet, ne yapması gerektiğini bilmesine rağmen, bu bilgiyi organize ederek harekete geçirmekte zorluk yaşıyordu.
Danışman, Ahmet’in yürütücü işlevlerini geliştirmek için bir plan hazırladı. İlk adım, Ahmet’in günlük rutinini basitleştirmek ve düzenli hale getirmekti. Ahmet ve annesi, her günün sabahında o gün yapılacak işleri listeleyen bir plan hazırlamaya başladı. Bu liste, Ahmet’in neler yapması gerektiğini net bir şekilde görmesini sağladı ve gün içindeki kaygılarını azalttı.
Ayrıca, danışman Ahmet’e, dikkatini toplamak ve organize olmak için bazı stratejiler öğretti. Örneğin, Ahmet’in sınıfta kullanacağı malzemeleri düzenli bir şekilde yerleştirmesi için renkli dosyalar kullandı. Her ders için farklı renklerde dosyalar, Ahmet’in hangi malzemeyi ne zaman kullanacağını kolayca hatırlamasını sağladı. Bu küçük değişiklikler, Ahmet’in sınıftaki performansını ve özgüvenini büyük ölçüde artırdı.
Ahmet’in yürütücü işlevleri geliştikçe, derslerinde ve sosyal hayatında daha başarılı hale geldi. Artık ödevlerini unutmuyor, sınıfta daha iyi organize olabiliyor ve arkadaşlarıyla oyun oynamaktan daha fazla keyif alıyordu. Ahmet’in annesi, bu gelişmeleri büyük bir sevinçle izliyordu. Danışman, yürütücü işlevlerin önemini bir kez daha vurgulayarak, bu süreçte sabırlı olmanın ve çocuğa doğru araçlar sunmanın ne kadar etkili olabileceğini belirtti.
Bu hikaye, birçok çocuğun yaşadığı yürütücü işlev zorluklarını anlamamıza yardımcı oluyor. Yürütücü işlevler, çocukların akademik başarılarının yanı sıra, günlük yaşamda nasıl organize olduklarını, sosyal ilişkilerini nasıl yönettiklerini ve problemlerle nasıl başa çıktıklarını belirler. Bu işlevlerin zayıf olması, çocukların potansiyellerine ulaşmalarını zorlaştırabilir.
Ebeveynler ve eğitimciler olarak, çocukların yürütücü işlevlerini desteklemek için onların ihtiyaçlarına yönelik stratejiler geliştirmek önemlidir. Ahmet’in hikayesi, bu tür desteklerin nasıl hayat değiştirebileceğini gösteriyor. Çocuklarımıza sabırlı, anlayışlı ve onların ihtiyaçlarına yönelik yaklaşımlar sunarak, onların zihinlerini daha iyi yönetmelerine yardımcı olabiliriz.
Sonuç olarak, yürütücü işlevler, çocukların zihinsel gelişimi ve günlük yaşamları için hayati öneme sahiptir. Bu işlevlerin gelişimi, çocuğun genel başarısı ve mutluluğu için desteklenmelidir. Çocukların zihin yönetiminde ustalaşmalarını sağlamak, onların gelecekteki başarılarına giden yolda en önemli adımlardan biridir.
Uzman Psikolojik Danışman / Özel Yetenekliler Uzmanı
Tuğçe GÜNDÜZ YILMAZ