Merhaba kıymetli okuyucularım; Dünya’da ve Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet. Dünya genelinde halk sağlığını ilgilendiren önemli sorunlardan biridir.
Kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olarak ele alınıp, devletin ve toplumun tüm organlarının aktif katılımıyla elbirliğiyle çözümüne yönelik yaptırımlar getirilmesi ve bu yaptırımların toplumsal bir zihniyet değişikliğine hedeflenmelidir.
Ülkemiz de kadınlara yönelik şiddetin nedenleri olarak kültür, ekonomi, aile içi şiddet ve çevre faktörünün her geçen gün arttığını gözlemlemekteyiz.
Dünyada; Her yıl 1,6 milyon insan şiddet nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Dünya genelinde 15-44 yaş arası şiddet nedeniyle gerçekleşen ölümlerin oranı erkeklerde %14, kadınlarda %7’dir.
Şiddetin sonuçlarından etkilenen milyonlarca insan ise; yaralanmakta, sakat kalmakta veya ruhsal sağlık sorunları yaşamaktadır.
WHO’na göre şiddet önlenebilir sosyal sorunlardan biridir.
Kadına yönelik şiddet konusundaki çeşitli istatistikler, dünyada kadına yönelik şiddetin boyutlarını anlamak açısından önemli ipuçları ortaya koymaktadır (bkz. WHO, 2002: 5-6).
Ülkemizde şiddete ilişkin yapılan araştırmalar, konunun hassasiyeti nedeniyle veri toplamada yaşanan zorluklar, istatistikî verilerin azlığı gibi Harcar, T., Çakır, Ö., Sürgevil, O. & Budak, G.,
“Kadına Yönelik Şiddet ve Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetin Durumu” 65 nedenlerle sınırlıdır.
Ancak son yıllarda özellikle işyerlerinde şiddet ve psikolojik saldırılara yönelik yapılan araştırma ve tezlerin sayısında artış görülmektedir.
Bu araştırmaların, yaşamsal bir gerçek olan şiddetin ne boyutlarda olduğunun ülkemiz açısından ortaya konularak, engellenmesi ve yok edilmesi çabalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
2001 yılında hamilelik sürecinde şiddete uğramaya ilişkin olarak 154 kadınla görüşme ve anket yoluyla yapılan bir araştırmada, bu kadınlardan 110’unun hamileliği süresinde şiddete maruz kaldığı saptanmıştır (Ayrancı, Günay ve Ünlüoğlu, 2001).
Araştırmada ortaya konulan sonuçlar son derece düşündürücüdür.
Örneğin söz konusu kadınların;
%36,4’ü fiziksel şiddet (tokat, tekme veya yumruk atılması, sopa veya bir eşya ile vurulması vb.),
%5,4 ‘ü cinsel şiddet (cinsel ilişkiye zorlanma, cinselliği ile alay edilme, başkalarıyla cinsel ilişkiye zorlanma vb.),
%97,3’ü ruhsal/sözel şiddet (bağırma, azarlar şekilde çağrılma, onurun kırılması, yalan söyleme, güveni kötüye kullanma vb),
%26,4’ü tehdit ve gözdağı (el ile tehdit, evdeki eşyaların sokağa fırlatılması, sopa, silah, bıçak gibi bir nesne ile tehdit edilme vb.) biçimindeki davranışlara maruz kalmıştır.
162 kadınla aile içi şiddete ilişkin yapılan bir araştırmada da, fiziksel şiddet göreme oranı %59,7,
Sözel şiddet görme oranı %47,4 ve duygusal şiddet görme oranı %21,4 olarak saptanmıştır.
Aynı araştırmada söz konusu şiddetin %91 oranın eş tarafından uygulandığı belirtilmiştir (Güler vd., 2005: 53).
977 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan bir başka araştırmada, kız öğrencilerin %6,2’si, erkek öğrencilerin %7,9’u son onbeş gün içinde fiziksel şiddete maruz kaldıklarını belirtmiştir.
Fiziksel şiddet kız öğrencilere baba, ağabey, arkadaş, öğretmen veya tanımadıkları biri tarafından uygulanmıştır.
Aynı araştırmada duygusal şiddete maruz kalma kız öğrencilerde %23,7, erkek öğrencilerde %20,5 oranında ve çoğunlukla aile içinden kaynaklandığı saptanmıştır (Yiğitalp v.d., 2007: 132-133).
Kadın ve çocuklara yönelik şiddete ilişkin yapılan bir araştırmada, çalışmaya katılan 145 kadının %63,7’si çocukluklarında ebeveynleri tarafından kendilerine vurulduğunu, %40,4’ü eşlerinin kendilerine vurduğunu belirtmiştir.
Aynı araştırmada ortaya çıkan ilginç bir sonuç da haklı görmeyi gerektirebilecek herhangi bir nedenle şiddete evet diyenlerin oranının %78,1 gibi yüksek bir oran olmasıdır (Hıdıroğlu, 2006: 198). En çok Raporlanan Şiddet Türleri:
Kaynakça Amnesty, Her Şey Elimizde - Kadına Yönelik Şiddete Son, [http://www.amnesty.org.tr/v0903200401.si],
Sonuç olarak; Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde veya hızla müdahale edilip önüne geçilmesinde sözü edilen devlet kurumları ile aracı organların sistemli ve koordineli çalışması son derece stratejik bir öneme sahiptir.
2023 yılında; Gelen aramalara göre, en yaygın olarak fiziksel (17601), duygusal (15059), sosyal (5608), ekonomik (4346) ve cinsel (1456) şiddet uygulandı.
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. ( Kazım İLHAN )
İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.( Mevlana)
Bu sözün ne kadar önemli olduğunu konular işlendikçe fark edeceğimizden eminim.
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. ( Kazım İLHAN )
Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşça kalın
KAZIM İLHAN
SOSYOLOG VE AİLE DANIŞMANI
Toplumun Nefesi; Dünya’da ve Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet
Kazım İlhan
Yorumlar