Genç savcının atandığı kasabada kurulu düzene başkaldırısını ve uğradığı linci anlatan Emin Alper’in ödüllere doymayan “Kurak Günler” filmi, gösterime girdi.
“Tepenin Ardı” ile Berlin’den, “Abluka” ile Venedik’ten, “Kızkardeşler” ile İstanbul Film Festivali’nden ödüller kazanan Emin Alper, kariyerinin dördüncü ve en başarılı yapımında idealist savcı Emre’nin (Selahattin Paşalıoğlu) atandığı kasabada yaşadıklarını, gerilim düzeyi hayli yüksek şekilde gözler önüne seriyor.
Politik ve psikolojik gerilim unsurları taşıyan “Kurak Günler”, Anadolu gerçekleri üzerine toplumsal eleştiri getirirken, tansiyonu düşmeyen akıcı sahneleriyle izleyiciyi adeta perdeye kilitliyor.
Uyumlu kadrosu ve başarılı oyuncularıyla öne çıkan yapım, Cannes Film Festivali’ndeki ilk gösteriminde gönülleri kazanmasının ardından, başta Antalya Film Festivali olmak üzere ülkemizde de birçok yarışmada haklı olarak ödüllere boğuldu.
Yönetmen Emin Alper, derdinin Anadolu ve insanları, yaşamlarındaki zıtlıklar, açgözlülük, ikiyüzlülük, siyasi yozlaşma gibi etik değerler olduğunu “Kurak Günler”le bir kez daha kanıtlıyor. Önceki üç filminde de gözlerden ırak taşrayı beyazperdeye taşıyarak, bir avuç insanın gizli kalmış yanlarını, tutkularını, çelişkilerini anlatmıştı.
Yasalara son derece bağlı savcı Emre ile atandığı Yanıklar kasabasında yaban domuzu avı ve kasabanın ortasında tüfekle havaya ateş açmalarından ötürü bir türlü ısınamadığı belediye başkanının oğlu Şahin (Erol Babaoğlu) ile diş hekimi Kemal (Erdem Şenocak) arasında gerilim başlar. Ne ki ikilinin içkili daveti Emre’nin kasabada yaşayacağı linçin başlangıcı olur. Toyluğundan dolayı o içkili gecede yaşananlar idealist savcının sonraki günler kabusunun habercisidir.
Herkesin ikili oynadığı kasabada, yozlaşmış politikacıların kurduğu kirli ilişkiler ve düzene çomak sokmakta kararlı genç savcıyı yıldırmak için kasaba halkı her yolu dener.
Yasalardan ödün vermeyen Emre’nin sorunlu ve zor günlerinde sadece “Yanıklar’ın Sesi” gazetesinin sahibi gazeteci Murat ( Ekin Koç) yanındadır. Lakin Murat’ın geçmişteki cinsel eğilimleri, kasabalı tarafından savcının aleyhine kullanılır.
Statükoya ayak uydurmuş, adaletin hayata geçirilmesi için değil, kasaba halkı ve çıkarcı belediye başkanı Selim ile iyi ilişkilerini sürdüren, haksızlıklara göz yuman oportünist kadın hakim (Selin Yeninci) de meslektaşını satar. Zira yasaların egemen olmadığı kasabada düzen böyle kurulmuştur.
Kasabalının saldırısı ile karşılaşan genç savcı, çareyi gazeteci Murat ile kaçmakta bulur. Gecenin kör karanlığında süren kovalamaca Obruk'ta sona erer. Obruk'un karşı yakasında Emre ile Murat, beri yakasında gözü dönmüş kasabalı.
Emin Alper, bu sahne ile filmi sonlandırırken yorumu izleyiciye bırakıyor. Yapım, töreler ve yolsuzlukların yanı sıra kuraklık, küresel iklim değişikliği gibi güncel sorunlara değiniyor
Son yılların yüz akı filmlerinde bir olan, bazı eleştirmenlerin “başyapıt” olarak nitelendirdiği “Kurak Günler” konusu, oyunculuları ve düşmeyen gerilimli sekansları ile izlenmeyi hak ediyor.
Filmin çok sayıda ödüller kazanması, Cannes’te ayakta alkışlanması niteliğini ortaya koyuyor.
Filmin mekanları çok iyi seçilmiş. Kayseri’nin Yeşilhisar ile Konya’nın Karapınar ilçeleri ana mekanları oluşturuyor.
Taşranın idealist savcısı...
Şükrü Karaman
Yorumlar