Atakum Belediyesi'nin;
yapımında esnafın
bedel ödediği kapalı semt pazarını
sözleşmelere rağmen
tek taraflı feshetmesi karşısında,
Esnaf Odaları Birliği Başkanı
Hacı Eyüb Güler ve
çok sayıda oda başkanı
adeta "tek yürek" oldu...
Bunun nedeni vardı...
Pazarcı esnafının
mağduriyetinin
çözümü için
Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel'e
ulaşamıyorlardı...
Öyle ya yapımında
ödedikleri bedelin
makbuzu ve sözleşmeler
ellerinde olan
pazarcı esnafı,
geçen dönem
Atakum Belediye Başkanı
Cemil Deveci ile
yapılan
anlaşmayı
belgeliyordu...
Haksızlık iddiası
karşısında,
Samsun Esnaf Odaları
Birliği Başkanı
Hacı Eyüb Güler ve
çok sayıda başkan
Pazarcılar Odası Başkanı Muhammet Yazıcı'ya
destek için bir araya geldi, bu yüzden...
Güler, basın toplantısında,
sorunu çözmek için
Türkel'e ulaşılamadığını
belirtirken,
esnafın haklı talebinin
karşılanması gerektiğini
vurguladı...
Pazarcılar Odası Başkanı
Yazıcı da
pazar için ellerinde üç sözleşme bulunmasına
ve ödenen bedellerin
makbuzu olmasına rağmen
fesih kararı alınmasına
tepkiliydi...
Hem de öyle böyle değil...
Ayrıca,
Atakum Belediye Başkanı Türkel ile görüşememekten
sıkıntılıydı...
Telefon aramaları
cevapsızdı...
Randevu da verilmiyordu...
Aslında Yazıcı'nın
bu şikayeti
yeni değildi...
Daha önce,
Atakum'un Denizevleri Mahallesi'ndeki
semt pazarının yerinin değiştirilmesi
meselesinde de
benzer şeyler yaşanmıştı...
10 Mart'ta
pazarcı esnafının
sorununu dile getirerek,
"Çözümü zorlaştırmak"
başlığıyla
bir köşe yazım olmuştu...
Konuyu detaylı biçimde ele aldığım
yazının sonunda,
"Sorunun değil,
çözümün bir parçası olmazsak,
bu memlekette işler zorlaşır"
demiştim...
O zaman da
Türkel ile bir görüşme
sağlanamamıştı...
Şimdi işler daha farklılaştı...
Esnafın elinde tapu gibi
ödeme belgeleri ve sözleşmeler var...
Pazarcılar Odası Başkanı
Yazıcı, konunun davalık olduğunu
hatırlattı...
Esnafın ödediği paranın
bugünkü karşılığının da 15 milyon lira
olduğunu
açıkladı...
Borç batağındaki belediye için
bu para, az değildi...
Bu memlekette, ölümden başka
her şeyin bir çaresi var...
Üstelik, taraflar arasında
kan davası da yoktur!..
Meselenin özü ekmektir, alın teridir...
Sözleşmeyi fesheden
Serhat Türkel'in bu konuda,
haklı bir gerekçesi varsa,
bunu da kamuoyuyla paylaşması gerekir...
Kibir ve egonun açtığı
yaraların hala izini
taşıyan bu şehirde,
herkes şunu bilmeli ki;
mahkeme kadıya mülk değildir!..