Kamuda çalışan 700 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri önümüzdeki günlerde başlayacak. 6.5 milyonu aşkın memur ile memur emeklisinin toplu sözleşme masası ağustos ayı başında kurulacak.
Kamu iş yerlerinde örgütlü Türk-İş ve Hak-İş, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ortak tutum takınma kararı almıştı. Bu doğrultuda 2025-2026 yılı için hükümetle masaya oturulacak görüşmelerde emekçi ücretine birinci yıl için yüzde 95 oranında zam yapılması talep edilecek. İkinci yıl için ise 6 ayda bir TÜFE ve yüzde 5 oranında artış istenecek. Sosyal haklarda da önemli artışların yapılması gündeme gelecek. Ayrıca, brüt çıplak ücretin yüzde 10’u ile 15’i oranında iş primi ile gelir vergisinin yüzde 15’te sabitlenmesi hükümetten talep edilecek.
Her iki konfederasyon, eriyen kıdem tazminatı tavanına çözüm bulunmasını masaya getirecek. 2023 yılında memura 8 bin TL seyyanen zam verilmiş, ancak bu artış memur maaş katsayısına yansıtılmamıştı. Bu uygulamadan ötürü işçilerin kıdem tazminatı ile memurun emekli ikramiyesi artmadı ve eridi. 
İşçi sendikaları konfederasyonları ücrete yapılacak oransal zamların dışında salt kıdem tazminatındaki kaybın bir bölümünün karşılanması için 15 bin ile 20 bin TL arasında seyyanen ödeme yapılmasını gündeme getirmesi bekleniyor.  
Türk-İş ve Hak-İş’in yaptığı ortak hesaplamaya göre en düşük işçi ücretinin 37 bin TL’den 72 bin TL’ye çıkarılması gerekiyor. Tabii hükümetin bu taleplere vereceği yanıt ne olacak? Aslında kara kışın bastırdığı bugünlerde, karayollarında ulaşımın aksaksız sürmesini sağlayan, köy, belde, ilçe ve illerde enerji arızalarını canı pahasına dev direklere çıkarak gideren, günlük yaşamın temel ve vazgeçilmez hizmetlerini emeği ile yerine getiren tüm emekçilere hak ettiğini vermek, hükümetin yükümlülüğünde. Zira ekonominin çarkını onlar çeviriyor, alın terleri ile üretiyor, ekonomiye artı değer katıyorlar.
Merkez Bankası’nın 2025 yılı sonu için öngördüğü enflasyon oranını yüzde 21’den yüzde 24’ e yükseltilmesi baş belası fiyat artışlarının süreceğinin işareti. Yıl içinde enflasyon tahminlerini kaç kez revize edecekler bakalım. 
Türk-İş ve Hak-İş, MB revizesini de dikkate alarak, önümüzdeki süreçte ücretteki olası erimeleri hesaplayarak, taleplerinden geri adım atmamalı. 
Bu yılın ağustos başında da hükümet ile yetkili konfederasyon Memur-Sen arasında memur maaşı ile emekli memur aylığına 2026 ve 2027 yıllarında yapılacak zamma ilişkin toplu sözleşme görüşmeleri gerçekleştirilecek. Memur-Sen’in bugüne dek imzaladığı ya da Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan ve sonradan çok yakındığı sözleşmeleri göz önünde bulundurarak, bu kez daha sorumlu, ödün vermez tutum takınması şart. 
Kamu çalışanlarına grev yasağından ötürü dar ve sabit gelirli memur ile memur emeklisi siyasi iradenin kendilerine “layık” gördüğü zamla iki yıl yetinmek zorunda kalıyor. 4688 sayılı yasanın -grev yasağı kaldırılarak- güncellenme zamanı çoktan geldi.  
İmzaladığı sözleşmelerdeki zam oranlarının ilerleyen süreçte yüksek enflasyon karşısında yetersiz kaldığını görerek, sonradan yakınmanın, göz yaşı dökmenin hiçbir anlamı olmuyor. Toplu sözleşme masasında takınılacak ödünsüz tutumla 6.5 milyona karşı omuzlarındaki sorumluluğu yerine getirebilir Memur-Sen. Ancak bunu ne denli karşılayabilir? Zira hükümete yakın durarak üye sayısını sürekli artırıyor.
1 Ocak’tan geçerli olmak üzere 6 aylık enflasyon farkı ve yüzde 6 toplu sözleşme zammı ile maaş ve aylıklarında toplam yüzde 11.54 oranında artış olan 6.5 milyonluk kitle temmuzda da yine yüzde 5 oranında toplu sözleşme zammı alacak.