Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük deprem felaketi ile karşı karşıya kaldı.
Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve on ili etkisi altına alan deprem felaketi binlerce vatandaşımızın ölümüne, onbinlerce vatandaşımızın yaralanmasına ve çok büyük maddi zarara sebebiyet verdi. Ayrıca deprem, Türkiye'de birçok ilde de şiddetli bir şekilde hissedildi.
İlk andan itibaren tüm kurum-kuruluşlar ve ordumuz ile hızlı bir şekilde deprem bölgelerine müdahale eden devletimizin gerek arama kurtarma gerek ilk yardım gerekse barınma ve gıda konularındaki canhıraş çabaları yaraların hızla sarılacak olmasının işaretiydi...
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük deprem felaketinde, acılarımızın yanı sıra vatandaşlarımızın gösterdiği olağanüstü duyarlılık ise bizleri böyle asil bir milletin ferdi olduğumuz için bir kez daha gururlandırdı.
Vatandaşlarımız gerek kan ihtiyacı olduğunda kanıyla, gıda ve diğer ihtiyaçlar olduğunda malıyla, afet bölgesinde ihtiyaç olduğunda canını hiçe sayarak verdiği bu muazzam mücadeleyi, görmezden gelmek imkansız...
Türkiye'nin tüm il ve ilçelerindeki belediyelerin bölgeye akın etmeleri, dünyanın dört bir yanından dini, dili, ırkı, mezhebi farketmeksizin Türkiye'ye yardıma koşan ülkeler için de minnet duymamak elde değil.
Eksiklerimiz yok mu? Elbette var!
Tabiiki konuşacağız yeri ve zamanı geldiğinde...
Ne konuşacağız?
Kurumlardaki eksiklikleri, organizasyonların zayıflığını, denetimsizlikleri, liyakatsizlikleri, iletişimi, ihmalleri hepsini konuşacağız. Şimdi el birliği ile yaralarımızı sarma zamanı, şimdi birlik olma zamanı...
Rabbim bu devlete ve bu millet bir daha böyle acılar yaşatmasın!..
Sevgi ve saygılarımla...