İçeri alınmayacağını bile bile önce TÜİK, ardından MEB, E.S.K ve SADAT’ın kilitli kapısına dayandı. Toplumun bu kurumlara olan kuşku ve tepkisini kapı önündeki açıklamalarıyla dile getirdi.
Habersiz SADAT ziyareti dışında randevu taleplerine olumlu yanıt alamadığı halde o kurumlara giderek yetkililerle görüşmeyi amaçladı. Lakin engellendi. Siyasi irade ve ona yakın medya tarafından ağır eleştirilere uğrasa bile ana muhalefet partisi lideri olmanın sorumluluğunu yerine getirdi bir anlamda.
Kimden söz ettiğimi anladınız. O lider CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
CHP Genel Başkanı önce geçtiğimiz aralık ayında açıkladığı tartışmalı enflasyon ve işsizlik verileriyle hedef tahtasına oturtulan ve randevu verilmeyen Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) gitti.
Bilindiği gibi milyonlarca işçi, memur, emekli ile asgari ücretlinin aylık ve maaşlarının saptanmasında TÜİK’in açıkladığı TÜFE oranları esas alınıyor. Ancak çarşı –pazarın yüksek fiyatlarıyla arasında dağlar kadar fark olan resmi enflasyon inandırıcı bulunmuyor.
CHP lideri milyonlarca dar gelirlinin yoksunluğuna yol açan bu durumu öğrenmek için TÜİK’e gitti. Lakin kurumun dış demir kapısından içeri girmesine izin verilmedi. Hoş olmayan tutum sonrası açıklamasını yaparak oradan ayrıldı.
Benzer şekilde öğretmen atamalarındaki liyakatsizliği ve torpili, giderek yükselen et ve süt fiyatlarıyla üreticinin sorunlarına dikkat çekmek için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Et ve Süt Kurumu’na (E.S.K) da gitti. Oraların kapısı da kilitlenmişti ana muhalefet partisi liderinin yüzüne. Güvenlik görevlileri üstlerinden aldıkları talimat uyarınca Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki milletvekillerinin bir adım atmasına dahi izin vermedi. TÜİK’teki benzer görünüm buralarda da gerçekleşti, kendisini izleyen medya ordusuna açıklamasını yaparak zincirlenen kapıların önünden ayrıldı.
Hiç kuşku yok ki, geçtiğimiz hafta kimsenin haberi olmadan ve medyaya duyurulmadan Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye (SADAT) yaptığı ziyaret daha öne çıktı. Öncekiler gibi SADAT merkezine de alınmadı Kılıçdaroğlu
28 Şubat döneminde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiği kesilen emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu Türkiye merkezli askeri danışmanlık merkezi olan SADAT, yurt dışında çeşitli ülkelerde askeri eğitim veren bir kurum. İslam ülkelerinde eğitimleriyle askeri güç oluşturduğu öne sürülen ve hayli tartışılan SADAT, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ani ziyareti ile yeniden gündeme geldi.
CHP lideri içeriye sokulmadığı kapının önünde SADAT için “Paramiliter kuruluş” nitelemesinde bulundu, bu tarz kuruluşların seçim güvenliğini gölgeleyecek yapılar olduğunu ifade etti. Acaba seçim güvenliğine yönelik bir duyum aldı da mı SADAT’ın kapısına dayandı CHP lideri? Öyle ya apar topar neden gitti oraya?
Sonuçta siyasi irade tarafından ağır eleştirilere uğrasa da yüzüne kapanan kapılara karşın bu kurumlara gitmesi hep gündem oldu ve hala konuşuluyor, tartışılıyor.
CHP lideri cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça bu tür girişimleriyle vites yükselterek sanki “ortak aday ben olmalıyım” mesajı veriyor siyasi paydaşlarına…
Vites yükselten lider…
Şükrü Karaman
Yorumlar