Zenginlik ya hazır bulmuşlukla ya da gayret sarf edilerek çalışmakla elde edilen bir olgudur. Bu durumu gerek yaşadığımız şehirde gerekse ülkemizde fazlasıyla görmek mümkündür. Öyle insanlar vardır ki babadan, dededen kalma mal varlığının varisi olduğu için doğuştan zengindir. Biz bu duruma hazır bulmuşluk, başka bir ifade ile mirasyedi adını veriyoruz. Bir de doğru zamanda ve doğru yerde isabetli bir işkolunda faaliyet başlatarak çalışmakla elde edilebilir. Tıpkı, rahmetli Vehbi Koç’un bakkalcılıkla işe başlayarak holding sahibi olması gibi…
Birleşmiş Milletler'e kayıtlı 193 ülkeden çok azı zengin. Bunlardan Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve BAE gibi ülkeler petrol zengini, G7 ülkeleri olarak ifade edilen ABD, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi ülkeler de üretim zenginidir. Bir ekonomik faaliyet ister ticari olsun isterse üretim faaliyeti mutlaka sermayeye ihtiyaç vardır. Sermaye için üretim faktörlerinin en önceliklisi ve en önemlisidir diyenler hiç de haksız değildir…
Türkiye ne petrol zengini ne de üretim zengini bir ülke. Enerjide dışa bağımlı, nüfusu her yıl bir milyondan fazla artan, terörle mücadele eden, cari açığı olan ve işsizlik gibi ciddi sorunları bulunan bir ülke. Petrol zengini olamayacağımıza göre üretim zengini olma yolunda ciddi çaba sarf etmemiz gerekiyor. Bunun için de yatırım ve üretim için yeterli kaynak gerekli. Günümüzde bireysel tasarruf sahipleri paralarını ya döviz olarak ya da kur korumalı mevduatta tuttukları için bu paralar da yatırıma yönelmiyor. O zaman bir seçenek kalıyor, yabancı sermayeyi ülkeye çekmek.
Doğrudan yatırım yapacak yabancı sermaye, her ülkeye gitmiyor. Siyasi ve ekonomik istikrarını sağlamış, iyi işleyen bir yargı sistemine sahip olmanın yanında kendisine ekonomik avantajlar sağlayan ülkeleri tercih ediyor. Üniversite öğrencilik yıllarında olduğu gibi yine “Vatan, Millet, Sakarya” anlayışında olan birisi olarak; uzunca bir süredir yabancı sermayenin ülkemize çekilebilirliği konusunda kafa yorduktan sonra nitelikli işgücü, düşük maliyet, kaliteli ürün esasına dayanan “Üretim Zengini Olmak İçin NDK Modeli” adlı özgün çalışmamı kamuoyuna sunmaya karar verdim. Sözü edilen çalışmanın SWOT analizi noter tasdiklidir.
Ajanslara bilgi geçmek, İstanbul’dan yayın yapan bir televizyonda duyurmak ya da Samsun’un tek uydu kanalı olan Kanal S’nin bir programında anlatma seçeneklerim vardı. Tercihimi, Kanal S’den yana kullanmaya karar verdim. Çünkü, yaklaşık 40 yıldır Samsun’da yaşayan bu şehrin ekmeğini yiyip suyunu içen biriyim. Samsun benim doğduğum yer değil ama doyduğum kenttir.
Sonuç olarak; bu cuma günü saat 11.00’de Türksat 4A, Digitürk 640.Kanal, Youtube, Facebook, IP TV, Web TV ve tüm internet platformlarından izlenirliği olan Kanal S’nin “Uyan Samsun” programında Sevgili Sevtap Sağlam’ın konuğu olacağım…