Samsunspor, Bandırma deplasmanından bir puanla dönüyor.
Üç puanı kaçıran taraf Samsunspor’du.
Samsunspor’da hoca dokunuşu az da olsa fark etti.
Genel olarak baktığımızda, Samsunspor defansında bir düzelme var.
Orta sahada istenilen düzeyde olmasa da bir mücadele vardı.
Rakibi orta alanda karşılamak ve rakip ataklarını bu bölgede önleme açısından Bandırma maçında bir kıpırdanma gördük...
İleri üçlüde ise eski hastalık devam ediyor.
Bireysel ve bencil oyun, Samsunspor’un kabusu olmaya devam etmekte.
Her zaman söyledim bireysel ve bencil oyunun kimseye faydasının olmadığını...
Ancak, gel bunu bizim ilerideki oyunculara anlat anlatabilirsen!
Mutlak üç puanla dönülecek maçı bir puanla bitirmek, Samsunspor camiası tarafından kabul görmedi ve de herkesi üzdü.
Hüseyin Eroğlu'nun dokunuşu, Samsunspor’da belirtilerini daha ilk maçta gösterdi.
Ancak Samsunspor’un en büyük zaafı, maalesef kendisidir.
Şu ekip oyununu bir oynasa, işler yoluna girecek.
Amma ne mümkün…
Bunu da Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu halletmek zorunda.
Ekip ve takım ruhunu bir an önce takıma uyarlamak lazım.
Bireysel anlamda Bandırma maçında; Harris, Szumski, Douglas, Laura iyi olsalardı Samsunspor’un sahadaki gücü çok farklı olurdu.
Samsunspor’un bu hastalığı bu seneye ait değil.
Yıllardan beri bu hastalığı devam etmekte.
Buna çözüm bulunduğu anda Samsunspor’un gerçek gücü ortaya çıkar ve de sahada sonuçlarını alır.
Yoksa demek bile istemiyorum.
Anlayan anlamıştır zaten.
Klasik söylemle deplasmanda alınan bir puan iyi puandır.
Özellikle bazı oyuncuların durumu için yazacaktım ancak Hüseyin Eroğlu'nun ilk maçı diye pas geçmek zorunda kaldım.
Bazı şeylere dikkat çekmek istiyorum.
Formsuz ve sisteme uymayan futbolcuları rotasyona tabi tutmak en doğru iştir.
Bu maçta bunun örneğini gördük.
Hiçbir futbolcu alternatifsiz değil.
Ben olmazsam yok!
Biz varsak olmak zorunda…
İnşallah iyi olur diyelim….