NARİN GÜRAN DAVASININ SAVCI MÜTAALASINI AÇIKLADI

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında savcı mütaalasını açıkladı.

"AİLE POLİSLERİ YANLIŞ YÖNLENDİRDİ"

5 saatten fazla süren sanık ifadelerinin ardından 14 sayfalık mütaalanın özetini açıklayan savcı "Herkes suç ortağı. 'İyi hal'e yer yok. Aile, polisleri yanlış yönlendirdi" ifadelerini kullandı. Elde edilen veriler ve dosya kapsamındaki delillere bakıldığında sanıkların olay günü Arif Güran'ın evinde olduğunun belirlendiğini ifade eden savcı, Salim Güran, Yüksel Güran, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında iştirak halinde çocuğu öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Savcı, TCK'nın ilgili maddeleri gereği sanıkların cezalarında iyi hal indirimine gidilmemesini talep etti.

"BİRİ KOLTUĞUNDAN OLMASIN DİYE BİR AİLE MAHVEDİLDİ"

Mütalaanın ardından baba Arif Güran söz aldı. Baba haykırarak, şöyle konuştu: "Ben uyuyamıyorum. Uyuduğumda kızım beni çağırıyor. Küçük kızımdan ne istediniz? Bir caninin bir namussuzun lafıyla benim ailem mahvoldu. Ben intihara kalkıştım. Bir insan koltuğundan olmasın diye bir aile mahvedildi." Anne Yüksel Güran ise ağlama krizine girdi.

DURUŞMA SALONU KARIŞTI

Duruşma salonunda Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz ile ağabey Enes Güran arasında arbede çıktı. Amca Ali Rıza Güran, "Peygamber aşkına yeter artık" diye sesini yükseltirken aile yakınları ise "adalet" diye bağırdı. Arbede nedeniyle mahkeme başkanı salonu boşaltma kararı aldı. Tutuklular salondan çıkartılırken duruşmaya 45 dakika ara verildi.

"AİLE YAKINLARINI ARTIK SALONA ALMAYACAĞIZ"

Aranın ardından duruşma tekrar başladı. Mahkeme başkanı, "Bir konuda anlayış bekliyorum. Bugünden itibaren aile yakınlarını salona almayacağız çünkü ben onları iki kez uyardım." dedi. Daha sonra Enes Güran ve Yüksel Güran'a "İyi misiniz?" diye sordu. Anne Yüksel Güran ise "Kusura bakmayın" diye yanıt verdi.

ENES GÜRAN'IN AVUKATINDAN İTİRAZ

Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir, ailenin salondan çıkarılmasına itiraz etti.

Mustafa Demir : İtiraz eden amcanın sağlık sorunu var. Diğer aile üyeleri saygısızlık etmedi. İtiraz ediyoruz, aksi takdirde duruşma komple kapalı yapılsın.

Mahkeme başkanı : Gereği düşünüldü. Hüseyin Güran'ın tepkisinin ardından, salonun boşaltılması talebim üzerine 'Bizi kimse salondan çıkaramaz' söylemleri nedeniyle, salonda olmalarını istemiyoruz. Yarın tekrar konuşuruz.

"BUGÜN KARAR ÇIKMASI ZOR, HATTA İMKANSIZ"

Mahkemeye verilen 5 dakikalık ara sona erdi.

Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Metin Arkaş konuşuyor: Biz bu yargılamayı yaparken, 2 yaşında cinsel istismara maruz bırakılarak yaşamını yitiren Sıla bebeğin davası da Tekirdağ'da görülüyor. Sonuç olarak, çocukların yaşam hakkını korumak bireylerin ve devletlerin görevidir. Ancak 2016'dan beri Türkiye'de kaç çocuğun kaybolduğuna dair bir veri bulunmuyor. Narin'in kaybolması üzerinden baktığımızda, etkin bir arama sisteminin olmadığını açıkça görüyoruz.

Avukat Arkaş'ın ardından konuşan mahkeme başkanı,"Bugün karar çıkması zor hatta imkansız" dedi.

Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Asya Cemre Işık: Narin'in acısını yüreğinde hisseden herkese başsağlığı diliyorum. Umarım davadan çıkan sonuç neticesinde hakkını teslim edebiliriz. Buraya gelen her tanık 'Görmedik, bilmiyoruz' dediler. Bu nedenle iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına iştirak ediyoruz.

"BU 5 GÜNDE NE DEĞİŞTİ?"

Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Aydın Özdemir konuşuyor: Değerli heyet, Enes Güran toplamda 8 farklı beyanda bulundu. Dosyada Enes Güran'ın ilk beyanı incelendiğinde, her iki beyanında da '16.30'dan itibaren kardeşimi aramaya başladım' diyor. Ancak 29'unda saati bir anda 18.00'den sonraya çekiliyor. Sayın Başkan, bu 5 günde ne değişti? Sıcağı sıcağına yapılan ilk beyan gerçekse, neden bir anda beyanını değiştirdi? Bize göre bu değişiklik basit bir karışıklıktan ibret değildir.

"ENES'İN BEYANLARI TUTARSIZLIKLARLA DOLU"

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Avukat Nahit Eren, savcının mütalaasına ilişkin beyanda bulundu. Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre Eren, şu ifadeleri kullandı:"Değerli heyet, Enes'in beyanları tutarsızlıklarla dolu. Önce 'Kardeşimi arıyorum.' diyor, ancak 5 gün sonra ifadesini değiştiriyor ve 'Biz Narin kaybolduğunda Muhammet ile birlikteydik.' diyor. Bu, basit bir değişiklik değil. Kamera görüntülerine göre Narin, saat 16.00'dan önce öldürülmüş. Enes ise 'Saat 16.30'da Narin'i aramaya başladım.' diyor. Daha sonra saat değişiyor. 12 Eylül'de verdiği ifadede, 'Narin, saat 17.40'ta oraya gitmiş gibi konuşuluyor.' diyor. Enes'e sorulduğunda kendisi de, 'Bana da mantıksız geliyor, mümkün değil.' diye ifade ediyor. 29 Ağustos'taki ifadesinde yine bu konudan hiç bahsedilmiyor. Ayrıca, gözündeki morluk ve kolundaki ısırık izleri dikkat çekici. Başta 'Kendi kendime zarar verdim.' diyor, daha sonra ise 'Mısır tarlasında çarpmış olabilirim.' diyor. Ancak o kalıcı izi açıklayamıyor. Bu kadar şiddetli bir çarpmadan bahsetmek mümkün değil. Bu yüzden Enes'in beyanları güvenilir değildir.

"BU OLAYIN NASIL ÖRTBAS EDİLECEĞİ TARTIŞILMIŞ"

Şimdi birkaç kurgudan bahsedeceğim. Aile meclisinin Enes'i bu olaydan uzak tutmaya çalıştığı çok açık. Örneğin, Hediye Güran, 'Enes evde uyuyordu.' diyor. Ancak Enes'in detaylı ifadesinde Hediye'den hiç bahsedilmiyor. Demek ki bu ifade sonradan oluşturulmuş. Hediye Güran, Enes'i kurtarmak için getirilen bir tanıktır. Diğer tanıklar da aynı şekilde Enes'i korumaya çalışıyor. Örneğin, 'Enes'i aradık, buluştuk.' diyorlar, ancak aslında Enes'i arayan kimse yok. Enes'in cezaevinde kardeşiyle yaptığı görüşmede dikkat çekici bir konuşma geçiyor. Enes, kardeşine, 'Diş fırçasını kullandım.' diyor. Kardeşi ise, 'Konuşma.' diyerek susturuyor. Enes, Baran'a, 'Babam avukatları gönderirse göndersin, yoksa onlar bilir.' diyor. Bu konuşmalar, saklanmak istenen bir şey olduğunu açıkça gösteriyor. Aile meclisine gelince, ısrarla böyle bir toplantı olmadığını söylediler. Demek ki burada fail araştırılmamış, yalnızca bu olayın nasıl örtbas edileceği tartışılmış. Mecliste sürekli Enes'in adı geçiyor. Bu durum, gerçeklerin üstünün kapatılmaya çalışıldığını ortaya koyuyor."

Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Erdem Kaya konuştu. Kaya, şunları söyledi: "Salim Güran, tam 7 kez beyanda bulunuyor. İfadelerini değiştirdiğini görüyoruz. Sanığın, Mehmet Selim Atasoy ve Ramazan Atasoy ile yaptığı görüşmelerde, 'Senin bir şeyin düşmüş' konuşmasından bahsediliyor. Eğer iddia edildiği gibi mısır tarlasındaki fıskiyeden bahsedilseydi, böyle gizli konuşulmazdı. Ramazan daha sonra Salim'i arıyor ve 'Bir araç girmiş buraya yol üstünde' diyor. Daha sonra 'Gitti mi?' diye soruyor, Salim 'Evet, gitti' diyor. Biz bu konuşmalardan, Mehmet Selim Atasoy ve Ramazan Atasoy'un belki de gözcülük yaptığını düşünüyoruz. Yine, Ramazan Atasoy'un tutuklandıktan sonra Salim'e küfür ettiğini biliyoruz. Ayrıca, 'Üzerinde temiz kıyafetleri vardı, her iki ayağı suyun içine girmiş gibi ıslaktı' diyor. Bunu neden söylediğini duymak isterdik ama Ramazan böyle bir şey söylemediğini ifade ederek konuyu kapatmıştır."

İŞTE SAVCININ OKUDUĞU MÜTALAA

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'inde görülen Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada savcılık, esas hakkındaki mütalaasında şu taleplerde bulunmuştu.

Mevduat faizleri çakıldı! 300 bin TL'nin 1 aylık getirisi ne kadar oldu? Mevduat faizleri çakıldı! 300 bin TL'nin 1 aylık getirisi ne kadar oldu?

Sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran, İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 37/1 maddesiyle birlikte 82/1-d,e, 53/1 ve 63. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.

Sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar, aynı suça ilişkin TCK'nın 37/1 maddesiyle birlikte 82/1-e, 53/1 ve 63. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.

TCK 62. Maddesi(Ceza indirimi): Sanıkların eyleminin niteliği ve yargılama sürecindeki tutumları dikkate alınarak ceza indirimi uygulanmamasına karar verilmesi talep edildi.

Cezaların ağırlığı dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istendi.

Hak mahrumiyeti: Suçun niteliği nedeniyle TCK 53. madde gereğince sanıkların belli haklardan yoksun bırakılması talep edildi.

Cezanın mahsup edilmesi (Sanıkların gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezalarından düşülmesi istenmiştir)

Yargılama giderleri: 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 325/1 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin sanıklardan tahsil edilmesi talep edildi.

Erhan Güran'a ilişkin görüntüler: Van Kriminal Şube Müdürlüğü'ne gönderilen kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda görüntülerde yer alan şahısların, "kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlarına ilişkin deliller taşıdığı değerlendirilmiş ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması talep edildi.
 

Kaynak: HABERLER