Antik Çağ’daki ismi Amisos olan Samsun, günümüzde Karadeniz Bölgesi’nin en büyük kenti ve bölgenin ticaret limanı konumunda. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı ile milli mücadelenin başladığı ilk nokta olan Samsun, Türk halkı için tarihi bir öneme sahip. Bununla birlikte Karadeniz Bölgesi’nin en eski yerleşim yerine de ev sahipliği yapan kentte tarihi ve arkeolojik bakımdan birçok değerli müze bulunuyor. İşte detaylar..

SAMSUN'DAKİ MÜZELER:

GAZİ MÜZESİ:

Samsun Gazi Müzesi olarak hizmet veren bina, 1902 yılında Jean İonnis Mantika tarafından 509 metre kare alan üzerine, altında dört mağazası bulunan otel olarak inşa edilmiştir.

Samsun'da ürün rekoltesinde artış Samsun'da ürün rekoltesinde artış

Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabahı saat 8’de çalışma arkadaşlarıyla birlikte Samsun’a çıktığında kaldığı ilk yer burasıdır. Otelin adı zamanla Mıntıka Palas Oteli’ne dönüşmüştür.

O tarihte kullanılmayan ve dolayısıyla içi boş olan bina Mutasarrıf Ethem Bey ve Muhasebe-i Hususiye Müdürü Osman (Atlı) Bey tarafından Askeri Hastaneden karyola, komşulardan yatak ve yorgan, daireden masa, sandalye, yazı takımı gibi eşyalar getirtilerek Ulu Önder’in hizmetine sunulmuştur. Samsun’a eşi Latife Hanım’la ikinci gelişlerinde (20-24 Eylül 1924) Şahinzade Remzi Bey’in evinde konuk olmuşlardır. 

12 Haziran 1926 yılında İstanbul’a vapurla hareket eden bir heyet ile de Atatürk’e Mıntıka Palas Oteli’nin anahtarı,19 Mayıs 1919’un anısı olarak teslim edilir. Samsun’a üçüncü (16-18 Eylül 1928) ve dördüncü (22-26 Kasım 1930) gelişlerinde Samsun halkı tarafından kendisine armağan edilen bu binada kalır.

Tapuya Mustafa Kemal Atatürk adına kaydedilen bu bina 1939 yılından itibaren Müze olarak değerlendirilmek üzere Samsun Belediyesi bünyesine katılmış, 1997 tarihinden itibaren de Kültür Bakanlığına devredilmiştir. Ankara Anıtkabir Müzesi’nden getirilen Atatürk’e ait 105 parça eserin teşhir ve tanzimi yapıldıktan sonra 1 Temmuz 1968’de fuar ile birlikte ziyarete açılmıştır.

ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ:

1900’ün ilk yıllarında yapıldığı zannedilen üç katlı "Mesudiye Oteli " Mustafa Kemal Paşa’ nın ikametine (karargah olarak) tahsis edilmiştir. 25 Mayıs-13 Haziran 1919 tarihleri arasında çalışmalarını yürüttüğü bu binanın odası eşyalarıyla birlikte muhafaza edilmiş, "Gazi Odası" adı altında ziyaretçilere açılmıştır.
Bir dönem İtfaiye Amirliği’nce kullanılmıştır. İlk kat el sanatlarının sergilendiği bir mekan olarak tasarlanırken ikinci katta; Atatürk’ün çalışma odası, dinlenme ve yatak odası ile Havza odası o dönemde kullanılan eşyalarla yeniden düzenlenmiştir. Üçüncü katta; Milli mücadelenin ön hazırlıklarının yapıldığı illere ithafen Amasya, Sivas, Erzurum ve Ankara odaları düzenlenmiştir. Bu odalarda o dönemlerde yapılan çalışmalar, resim ve yazılarla yansıtılmıştır. Ayrıca iki katın salonlarında etnografik ve folklorik öğeler de teşhir ediliyor.

Halen sergilenen Atatürk balmumu heykeli ziyarete gelen yerli ve yabancı turistler tarafından büyük ilgi topluyor.

SAMSUN KENT MÜZESİ:

2004 yılında, Tarihi Kentler Birliğine üye olan Samsun'da, Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmazın talimatıyla, Kültür ve Sosyal işler Daire Başkanlığı bünyesinde kent belleğinin kayıt altına alınmasına yönelik çalışmalara başlanmıştır.
2007 yılında ÇEKÜL Vakfı başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ve vakfın yönetim kurulu üyeleriyle gerçekleştirilen toplantının ardından, kentin tarihi ve kültürel değerlerinin korunması yolunda gerçekleştirilen çalışmalar hız kazanmış, kent belleğinin aktarabileceği ve toplumsal hafızayı canlı tutacak bir kent müzesi projesi oluşmaya başlamıştır. 13 -15 Mayıs 2011 tarihleri arasında Samsun'da gerçekleşen "Her Kente Kent Müzesi" konulu Tarihi Kentler Birliği toplantısının ertesinde ise proje hayata geçirilir. Müzenin yer tespiti, içeriği ve projelendirilmesi Prof.Dr. Metin Sözen ve ÇEKÜLün katkılarıyla gerçekleştirilmiştir.

Bu doğrultuda TCDDye ait lojmanlar ve Demirspor Lokali binası 2011 yılında kamulaştırılır. Sekiz ay içerisinde tamamlanan restorasyon çalışmasının ardından kent müzesi binalarının tasarım ve içerikleri oluşturulmuş, Samsun'luların ve birçok kurumun desteği ile müze içerikleri kent belleği açısından değerli objelerle tamamlanmıştır. Böylece, hem Devlet Demiryolları ve Demirspor açısından bir tarihi yansıtan, hem de bahçesinde düzenlenen kutlama törenleriyle tüm Samsun'luların hatıralarında ayrı bir yere sahip olan bu yapı grubu, Samsun'luların geçmişiyle buluşabileceği bir merkez olarak kente kazandırılmıştır. 

BAFRA MÜZESİ:

Bafra İlçesi Büyükcami Mahallesi'nde yıkılmaya yüz tutmuş 1858 yılında yaptırılan ve bir süre Şehir Kulübü ve Öğretmen evi olarak da kullanılan bina müzeye dönüştürülmüştür.
Özellikle 30 yıldır sürdürülen İkiztepe kazılarında ortaya çıkartılan ve Samsun’da sergilenen tarihi eserlere ev sahipliği yapmaktadır.Bilinen geçmişi M.Ö. 5000-4000 yıllara dayanan İkiztepe Köyü sınırlarında bulunan İkiztepe'de "1971 yılından itibaren yapılan yüzey araştırmalarında 57 höyük tipi, 6 düz yerleşim yeri, 25 antik çağ ile hemen sonrasına ait kalıntı, 48 tümülüs, 5 kaya mezarı, 3 mezarlık, 1 kale, 1 hamam, bir köprü bulunmuştur.

Müze binası 19. yüzyılda yapılmış, daha sonra çeşitli amaçlarla kullanılmış, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın mülkiyetinde olan 2 bin 152 metrekarelik bir alana sahip bir bina olup, Kültür ve Turizm Bakanlığınca bina restorasyon ve dizayn edilerek bu günkü haline getirilmiştir. İçerisinde 1.520 arkeolojik ve etnoğrafik eser bulunmaktadır. Samsun ve bölgesindeki kazılardan elde edilen çeşitli kültürel değerler, burada sergilenmektedir.

AMBARKÖY AÇIK HAVA MÜZESİ:

Ladik Kaymakamlığı nın 2 kilometre uzaklıktaki 14 bin metrekarelik alanda kurduğu Ambar Köy, ahşap mimarisi açısından Osmanlı dönemi özelliklerini yansıtıyor.
22 buğday saklama ambarı, 4 ahşap ev, 2 sergen, 2 mısır selenderi ve 4 su kuyusuna sahip köyde, 300 yıllık Şeyhülislam Mehmet Efendi Ahşap Camisi ile göz kamaştıran köyün dünyada örneği bulunmadığını ve Açık Hava Müzesi konseptli Ambar Köyün, içinden akan deresi, gölü, su değirmeni, seyir kulesi, ahşap çocuk oyun parkı, ahşap ve zincirli köprüleri ve külliyesi ile doğal yaşamı olduğu gibi yansıtılıyor.

Köyde ayrıca geçmişte insanların günlük hayatlarında kullandıkları ancak bugün sadece hatıralarında kaldığı tarihi eser, alet ve eşyalar, gelecek nesillere ulaştırılmak için müzeye dönüştürülen samanlıkta sergileniyor. Eskiden kullanılan alet ve eşyaların yer aldığı Ambar Müze’de tozlanmış etnografik 427 eser yer alıyor. Elektriğin olmadığı dönemlerin ışık kaynağı gaz lambalarından, haberlerin dinlendiği eski radyolara, tedavülden kalkan paralardan, kurmalı telefonlara kadar müzede bir çok eser yer alıyor.

Kağnı arabalarından yayıklara, beşiklerden, çeyiz sandıklarına, tahta asker bavullarından testilere, heybelerden örgü makinalarına kadar bir çok eserin 9 kategori altında sergilendiği müzede en büyük ilgiyi ise 2 bin 500 yıllık yılan ve dinozor kafası fosilleri ile kabaktan yapılan dünya haritası çekiyor.

ARKEOLOJİ VADİSİ MÜZE EV:

İnsanlık tarihi kadar eskiye dayanan Karadeniz’deki ilk insan yerleşkesi Tekkeköy Mağaraları M.Ö 10.000 ila 60.000 yılları arasında insanların yaşamış olduğu en eski yerleşim yerlerindendir.
Arkeoloji vadisi adı altında düzenlenen alan da o dönemin yaşayışını anlatan heykeller bulunmaktadır. Yine tarihi mekan içerisinde birde imitasyon müzesi bulunmaktadır. İmitasyon müzesinde o dönemlerde kullanılan aletlerin ve tarihi buluntuların imitasyonları sergilenmektedir.

Bu alan açık hava müzesi olmanın yanın da piknik ve mesire alanıyla ilçenin merkezinde tarih ve yeşilin büyüsüyle insanların dinlenebileceği muhteşem bir yerdir. Tekkeköy mağaraları dünya üzerindeki en eski yerleşim yerlerinden biri olması özelliği ile özellikle dünyanın dört bir yanındaki insanların dikkatini çekmektedir. Kazı ve buluntular 1941'de ilk kez İsmail Kılıç Kökten başkanlığındaki bir heyet tarafından araştırılmaya başlanan vadide çok sayıda tarih öncesi mağara, sığınak ve düz yerleşim yeri keşfedilmiştir.

 Geçmişi Eski Taş Çağına dek uzanan buluntular arasında taş yontma yöntemiyle elde edilen ok ve mızrak uçları ile baltalar, kesici ve kazıyıcı aletler de yer almaktadır. Eski Taş Çağı aletlerinin yanı sıra Tunç Çağına ait çömlek, küpe, bilezik ve iğne benzeri gereçler de bulunmuştur. Bu buluntuların biçim ve teknikleri Orta Anadolu seviyesinde olmakla birlikte kemikten elde edilmiş aletler Orta Anadolu ve Batı Anadolu'da bulunan benzerlerinde ileri bir seviyededir.     Çınarcık Vadisi ve Fındıcak Vadisi'nin birleştiği noktada yer alan ve Delikli Kaya adı ile bilinen kaya kütlesinde keşfedilen basamakların teknik ve biçimsel incelemeleri ile bu noktada bir Frig kalesi bulunduğu saptanmıştır. Bu kalenin ufak çaptaki bir uç kalesi olduğu ve haberleşme amacıyla kullanıldığı düşünülmektedir.   Yine vadide bir Hitit yolu da tespit edilmiş, bu yolun üst düzey Hitit yöneticileri tarafından seremoni yolu olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Ayrıca vadide Orta Taş Çağı ve Eski Tunç Çağı ile Hititlere ait birçok bulgu da araştırmalar sırasında elde edilmiştir. Vadide elde edilen buluntular Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde muhafaza edilmektedir.   Düzenlenme ve turizme açılışı 1977 yılında sit alanı ilan edilen Tekkeköy Mağaraları'nda son yıllarda turizm ekonomisine kazandırılması amacıyla çalışmalar yapılmış ve 2013 yaz turizm sezonunda ziyaretçilere açılmıştır. Turizme açıldıktan sonra mağaralar Fransız arkeologların da dikkatini çekmiştir. 360.000m2'lik alana bir yayılan mağaraların yalnızca 96.000m2'lik bir kısmı ziyaretçilere açılmış olsa da gelecek dönemde tüm alanların düzenlemesinin yapılması planlanmaktadır. Ayrıca mağaraların çevresinde Hitit yolu, Frig kalesi kalıntıları ve eski Rum evleri de bulunmaktadır. Hitit yolu ve Frig kalesi kalıntıları için bir çalışma yapılmamakla beraber eski Rum evlerinin restore edilerek ziyaretçilere açılması planlanmaktadır.

Bu evlerin üçü restore edilmiş olup yalnızca biri faaliyettedir.   Samsun'da açılan son müze olan Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi Müze Evi 1 Mart 2014 tarihinde açılmıştır. Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi içerisindeki üç tescilli eski Rum evinden birisinin restore edilmesiyle oluşturulan müzede mağara ve çevresindeki hayata dair malzemeler, mağaralardaki kazılarda ele geçirilen çanak çömlek parçaları ve heykeller yer almaktadır.   Türkiye'nin ilk imitasyon müzesi olan müze evin bu adla bilinmesinin nedeni sergilenen malzemelerin buluntular temel alınarak birebir benzerlerinin müze için özel olarak üretilmesidir.
 

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN

Kaynak: Haber merkezi