Samsun

OMÜ Öğretim Üyesi Pedagog Prof. Dr. Bayram Özer Kanal S'de konuştu: "Eğitimin toplumsal rolü nedir?"

Abone Ol

Sevtap Sağlam moderatörlüğünde Uyan Samsun programına konuk olan OMÜ Öğretim Üyesi Pedagog Prof. Dr. Bayram Özer, "Eğitimin toplumsal rolü nedir?", "Eğitimin genel amacı nedir?", "Eğitim süreçleri", "Uzaktan eğitim ve üniversite" konularına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İşte programın öne çıkanları 

EĞİTİMİN TOPUMSAL ROLÜ NEDİR?, EĞİTİMİN GENEL AMACI NEDİR?

"Eğitimin toplumsal rolü nedir?" sorusuna yanıt veren Özer, "Her koşulda ve aşamada insanların başvurduğu ve sığındığı bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Şöyle bir anekdotla başlayalım pek çok konuda Japonya teknoloji, kültür, eğitim gibi örnek gösterilir birilerine özenmek değil ama iyi örnekleri kullanmak adına bu tür anekdotları önemsiyoruz. Biliyoruz ki iki atom bombası yemiş savaş görmüş bir coğrafyadır Japonya savaştan sonra bir mağlubiyetle karşılaşınca önderler ne yapmamız gerekiyor diye düşünmekte ve bir karar alıyorlar eğitime ağırlık vereceğiz eğitim sayesinde birçok şey yapacağız halkımızı zenginleştirecek genişletecek başka bir önemli kaynağımız yok. Hatta günümüzde buradan kaynaklanan bir anlayış geldiği görülür Japon toplumu eğitimi bir din gibi görüyor okulları kutsal bir kurum olarak görüyor öğretmenleri de kutsal bir birey olarak görüp çok saygı duyuyorlar. Japonya eğitim konusunda çok iyidir. Japonya’nın eğitimle gelişimi sağlamıştır. Eğitim ülkelerin kriz zamanlarında başvurdukları büyüyüp geliştikleri bir alan olarak ortaya çıkmaktadır. Dünya genelinde eğitimden beklenen bir takım roller var eğitim kurulu öğretmenler bunların hepsinin toplum tarafından görüldüğü eğitim dışında bir takım sorumlulukları var ama bu sorumluluklar kriz zamanlarında daha çok oraya çıkmaktadır. Okul bireyleri çocuk yaştan itibaren sosyalleştiren toplumsallaştıran bir kurumdur. İkinci rolü kültürleme mevcut kültürü gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor. Üçüncüsü okullarda rehabilite görevi de bulunmaktadır. " ifadelerini kullandı.

İşte Bayram Özer'in açıklamasından satır başları; 

"OKUL UZLAŞMA ORTAMI SAĞLAR"

-Eğitimin yönü sadece akademik başarı aktarmak değil, bilgi öğretmek değil birtakım becerileri geliştirmek değil. Üniversiteleri düşünün Samsun'da Türkiye'nin farklı illerinden gelmiş 40-50 kişi bir sınıfı 4 yıl boyunca paylaşmaktadır. Aralarında bir sürü etkileşim olmaktadır. Diğerlerini tanıma, farklı insanlarla görüşmeyi, konuşma yaşayış şekillerini anlama noktasında uzlaşı kültürü ve toplumsallaşma diyebiliriz. İnsan bilmediği kişilere yabancıdır. Okul bu uzlaşma ortamını sağlamaktadır. Modern hayat bize bireysel bir yaşam sunmuş durumdadır. Büyük bir afet yaşadık bir sürü vatandaşımız olumsuz etkilendi etkilenenlerden etkilenenler oldu nüfusun yarısı buna temas etmektedir. 

Deprem bölgesindeki çocukların şu an okulda olması gerekirken değillerdir. Deprem mağduru aileler depremle ilgili herhangi maddi zarar görmediler belki ama konular gündem her şey depremle ilgili ve bu zihinsel anlamda başa çıkılması zor bir durumdur manevi ve psikolojik olarak buna katlanmak çok zor bir durumdur. İnsanın gündelik hayatına dönmesine en büyük yararı olan kurum okullarıdır. Okullar çocuklar için bu travmaları unutma bölgesidir. En iyi rehabilitasyon alanı okullardır. İnsan sosyal bir varlıktır duyular ve duygularımız bunları istemektedir. Psikolojik sağlığın önemli bir kısmı diğer insanlarla olan ilişkilerdir. Bu imkanı bize en ekonomik yollarla okullar sağlamaktadır. Tanısın tanımasın, arkadaşı olsun olmasın, sosyal ihtiyacı karşılayan en iyi yer okuldur.

"TERCİH EDİLMESİ GEREKEN YÜZ YÜZE EĞİTİM"

Bizim hayatımıza eğitim girdikten sonra bazı zorlukları olsa da çocuklar okula gitmedikleri zamanlarda online eğitim sürecinde çocuklar okulu özlemiş ve gitmek istemişlerdir. Her zaman için tercih edilmesi gereken öğrencilerin fiziksel olarak bir arada olması, aynı mekanda olmaları gerekir

Şu an covidi unuttuk hiç yaşanmamış gibi ortamda duruyor hastada ediyor bizi ama onu unuttuk biri krizde yaratmıyor. Allahtan şöyle bir özelliğimiz var unutabiliyoruz bu bir nimet

Şimdi ben covid döneminde büyütülüyordu, bunu önemsiz anlamda söylemiyorum korkuluyordu hasta olmaktan çünkü ölenler gösteriliyordu, ölme tehlikesi vardı hastalandım 10 gün karantinaya alındı sağlık müdürlüğü ilaç verdi. Düşündüm yani hastalığı atlatabilecek miyim? Bir kere daha kriz dönemi geçince yakalandım o duygular yoktu ve öyle bir ihtimal aklıma daha az geliyordu değişmedi çünkü hastalık şimdi bu insanların unutabildiğini gösterir.
Çok kötü bir anınızı düşünün ve o duyguları hiç unutmadığınızı farz edin, bütün hayatın böyle geçmesi mümkün değil. Covid geçti şuan seviniyoruz deprem geçti yaraları sarıyoruz yavaş yavaş seviniyoruz. Olaya nasıl bakacağımızla alakalı toz pembe görmek değil ama olaya bu açıdan bakarak geleceği görebiliriz. Özellikle gençlere çocuklara bunu bu şekilde göstermek, öğretmek lazım sürekli kötüyü olumsuz yaşatmak, hatırlatmak onların zihninde, bünyesinde ve psikolojisinde çok büyük travmaya sebep oluyor. Çocuklar büyüklerin duygularını yaşıyorlar, bunu biz fark edemiyoruz. Evdesiniz yetişkin var bizde çocuk var. Yetişkinler münakaşa haline ve çocukların gözü önünde yaşanıyor. O an yetişkinlerin yaşadığı duygu her neyse çocuk her iki tarafın duygusunu da kendinde yaşıyor. Korkusunu, tedirginliğini, sinirini, üzüntüsünü yaşıyor ve bunu nasıl yorumladığını bununla nasıl başa çıktığını biz bilmiyoruz.

O başa çıkmak için geliştirdiği davranış her neyse devam ediyor gelişiyor gelişiyor, eğer sorunlu bir şeklideyse bu ilerde bir gelişim ve davranış problemi olarak zihninde kalıyor, karakterinde psikolojisinde kalıyor. İlerde bu tip davranışların ona zarar verme ihtimali var. Şu anki kriz zamanlarında da yetişkinler bir şekilde bununla başa çıkmanın yolunu bulacak. Orada yapacak bir şey yok. Bu konuda insanlarımızda duyarlı, imkanlarımız da olduğu kadar sunuluyor bunlardan bu destekler sunularak yetişkinler bu krizi yönetmenin, krizle başa çıkmanın yolunu kayıplarına rağmen bir şekilde bulacak ama çocuklarına bunu ne kadar az yaşatırızdan yollarını arayacak zaten öyle yapıyor orada sorun yok. Bu noktada okulun rolü çok önemli. O ortamda yaşıyor olsaydık deprem ortamında şu anki bu konfor olamayacaktı muhtemelen bundan etkilenmiş insanlarla daha çok karşılaşacak ve etrafımızda bununla ilgili daha çok uyarı olacaktı. Medyadır, televizyondur her yerden benzer uyarılar alacaktık, bu yetişkinler için bir yere kadar evet ama çocuklar olduğunda onları bundan korumamız gerekiyor. Korumamız gereken en ve uzak tutabileceğimiz en iyi yer olarak işte söylüyoruz okul orada hayat normale dönüyor biraz. İşte bunu da sağlıyor arkadaşlarıyla konuşuyor, öğretmenlerinde burada önemli rolleri var. Bir kere acıma duygusunu ortadan kaldırmak lazım o başka bir şey ama ihtiyacı olan öğrencilere kendini ifade etmesini sağlamak gerekiyor çünkü biliyoruz insanlar böyle dönemlerde birilerine anlatmak istiyor. Bütün elimizdeki veriler bunu söylüyor. Zor durumda olan bir takım kriz ve tramvalar yaşayan, baskı altında olan insanlar yaşadıkları duyguları birine anlatmak istiyor. kendine yargılamadan duygularını en azından anlayabilecek, onu eleştirmeyecek, dinleyecek birileri olsun istiyor. Yakın bir arkadaşı tanıdığı, ailesi, değer verdiği birisi olsa daha da güzel o anlamda öğretmenleri rolleri var yada işte gittiği yerde en kötü arkadaşlar birbirleriyle paylaşıyor.

Depremzede diye bir kelime var şuan böyle bir etiketlemede biraz sakıncalı geliyor bana çok düşünmedim doğrumudur yanlışmıdır dıye ma bana yanlış geliyor onu diyebilirim.Normal benim gibi bir vatandaş bende yarın mağdur bir duruma düşeblirim birilerinin bana acıyarak bakması beni rahatsız eder. Böyle oldu zaten ben Htayda da çalıştım daha önce beraber çalıştığım arkadaşlarım evlerine giremiyorlar şuan, görüşüyoruz telefonlar vakit geçiririz kafanız dağılır misafir edeyim diye davet vediyorum hiç bir gelmiyor çünkü baplılıkları var orada bir rşekilde işletri var giitkleri yerde kolay kolay rahat edemeyeceklerini ve alışamayacaklarını düşşünüyorlar. Bu pencereden onların gözünden bakamk zor. İşte bulundukları yerde bu tarz, aramış olan yeterli diyorlar çünklü hissediyorsunuz anlatma ihtiyaçları var çevresinde ki herkes yaşamış, birbirlerine analatacak pek çok şey de kalmamış. Bir duygu var yaşadığı, gördüğü şeyler var anlatma ihtiycı var buda önemli bir destek bunu okul dediğim gibi işte dinleyen birilerinin olması bile önemli. Bu konuda destek vermek de gerekiyor.

Okulun rollerinden de kaynaklı olarak bu mevcut travmayı en iyi rehabilite edebilecek mekanlar olarak görüyoruz. Zaten orda görev alan öğretmenlerimiz, personellerimiz var bazı desteklerle,fiziksel anlamada şartler el veriyersa mümkün olan en kısa zaman okulların faaliyete geçmesi her zaman bence daha çok tercih edilmeli ve şuan ciddi çalışmalar olduğunu biliyoruz sanıyorum deprem bölgesinde bu gün açıldı ve bazi illerimizde de 2 hafta sonra, daha yoğun hasarın olduğu illerde de 2 hafta sonra açılacak. 

Aile bir şekilde zarar görmedi, o bölgede yaşamaya devam ediyor ama o güne kadar devam eden hayat rutinlerin olduğu sistem yok. Alışveriş yapacağı, sağlık hizmeti alacağı , eğitim hizmeti alacağı yerler eksik veya yetersiz. Çocukları evde yada nerde konaklıyorsa okula gidemiyor. Eğitimine devam edemiyor. Yetişkinler bu durumda çocuklarının düşünüyor onları kurtarman gerek mantığıyla o bölgeyi terek ediyor. O bölgenin de boşalmasını da istemiyoruz. Böyle bir risk var ve o topraklar bu memlekete ait ve başka bir takım sorunları beraberinde getirir. Dolayısıyla o bölgedeki insanların hayatlarını devam ettirmelerini sağlayacak askeri  koşulların başında okulun gıda ve bir takım şeylerin sağlıklı bir şekilde devam edebileceği temin edebileceği yerleri en başta yapmak gerekiyor. Bu konuda da gerekli çalışmalar yapılıyor ve bu günde okulların açılması çok önemli ve güzel bir gelişme bence.

"UZAKTAN EĞİTİM İSTEMİYORLAR"

Şuan uzaktan eğitim istemiyorlar önceki senelerde işlerine geliyordu ama ben şaşırdım açıkçası acaba ne kadarı uzaktan eğiteme razı ne kadarı değil ondan emin değilim böyle bir araştırma veri yok elimizde ama  niye uzaktan yapıyoruz eğitimi diyenler tepkilere baktığımızda çok.

İnsanlar iyi bir eğitim istiyor ve  tüm Türkiye de eğitimin uzaktan ve online yapılmasının bir gereği var mı? diye sorgulanıyor. Yönetim ver bunu organize etme açısından baktığımda bunun tersinin ben çok kolay olmadığını biliyorum yani yüz yğüe yapmanın şuan da bir yanda yüz yüze olsun bir yanda onl,ine olsun diye ii seçenek karmışa çıktında çok büyük bir karmaşa çünkü onemli sayıda yurtlar şuan depremden etkilenen insanlar konayklıyor. Burada konlalan insanların yerinde normalde üniversite öğrencileri vardı. Bu öğrenciler oralardan bir sürelkiğine çıkartıldı çıkartılmak zorunda kaldı. Yeri olmayanlara nöbetçi yurtlat gösterildi sen evine git doğrudan denmedi bildiğim kadarıyla.Şu anda 10 ilimizde online yapıp diğer iller açılsa sbunun da organizasyonu zor. Online olması iyi bir seçenek ama yine bir tercih olasaydı hangşsi iyi olurdu? böyle bir zorluk olmasa tabi ki yüz yüze daha iyi bir kaliteli eğitim sunar. Yüz yüzeyi öğrencinin de istemesi normaldir. İstemeyenlerde var çünkü online eğitim kolaylıkları var bir kaç işi aynı anda yapıyor, eğitimdeymiş gibi görünüp başka işlertle meşgul olnalar oluyor. O işin tabiki suistimali böyle olmasını tabiki istemiyoruz.

Yüz yüze iletişim her zaman daha sağlıklı insanın duygularıyla alakalı yani dedikya insan sosyal varlık. Bir mekanda bulunduğumuzda sadece kelimeler ,iletişim kurmuyoruz ama kameranın karşısında olduğunda çok az jest ve mimikler oluyor diğer manevi etkiden soyutlanıyor mekanik olarak. Benim eğitimlerimin şuan tamamı online bazen de hatta üniversştenin uzaktan eğitim merkezi ve küçük birer odaları var online eğitim için hücre gibi oraya giriyoruz sadece bilgisayar var ses yalıtımı var. Karşıdan insanlar bağlanıyor Türkiyenin her yerinden onlarla ders yaoıyoruz çok uzarsa dersler bunalıyorum karşıda biriylr muhattap olamamamnın rahatsızlığı oluyor ve baskı oluşturuyor bana. 
Bir insan karşıdaki işe her ne olusa olsun ne kadar odaklanbırsa o kadar verim alıyor. Kulağının gözünüz ekranda olsa bile çevrede yapılan her şey olumsuz etkiliyor. Odaklanamadığınız, yoğunlaşamadığınız ve konsantire olmadığınız bir iştende verim alamıyorsunuz bu işin doğası gereği ta anlamıyla kendinizi vermeniz gerek bu öenmli bir unsur.

Uzaktan eğitim ihtiyaç olduğu doğru kullanıldığı ve yüz yüze almanın bir yolu olmadığı zaman çok güzel bir imkan. Şuan yüksek lisansımız var bir çok alanda çalışan insanlar bi alanda eğitim alıp kendini geliştirmek istedikleri veya yaptığı işe katkı sağlamak, terfi alamk istiyor bunu sağlamak için online eğitim faydalı bir şey.

 Bunu yrıca değerlendirmek lazım online eğitimim kuralları neler olmalı bu genişçe bir şey çünkü çalıştığım konulardan birisi benim kendi bir yönergem var.
Öğrencilere yönergeyi en başta okuyorum. Bu eğitim sürecinde bu kurallara uyacaksınız diye kamerası, dersa katılımdurumu, dersin başında bunları açıklayıp öyle devam ediyorum derse çünkü eğitim bir disiplin ve ciddiyet ister. Öğrenci öğretmen arasında bir özellikle bizim toplumumuzda daha geçerli bir saygı ilişkisi olması gerekir. Öğretmenine saygı duymazsa ondan bir şey alamıyor. Online yada yüz yüğze farketmiyor. online de bu durum zaten kamera kapalı uzanıp yapayım dersimi şeklinde olabiliyor. Bütün yüz yüze eğitimdeki kuralları online eğitim uyarlıyarak disiplinli bir şekilde kullanılsa online eğitimden de çok güzel sonuçlar alınır.

Uzaktan eğitimle daha fazla insana ulaşılır. Şu anda telefonu, bilgisayarı, tableti, interneti bunlardan biri olmayan bir üniversiteb öğrencisi yok. %99 yoktur.
 uzaktan eğitim maddi olarak bize ne avantaj sağlıyor; evinden cıkacak üniversite okuduğu ile gidecek ve konaklayacağı yeri ayarlaması gerek,bir masrafı olacak eğer online eğitim olursa zaten sahip olduğu imkanlar doğrultusunda bir eğitim almış oluyor.Yemek, konaklama, fatura, ulaşım gibi giderleride olmayacak ekonomik olarak bahsettiğimizde bunları ifade edebiliriz.Ciddi bir ajantaj sağlıyor bu yönüyle . Doğru kullanıldığı zaman başarı noktasında da yüz yüze eğitime yakın bir başarı da sağlıyor.

Temel kural uzaktan eğitimde öğrenci bu işi ciddiye alacak, bu işi yapan kişi niteliğine uygun şekilde ayarlauıp doğu ve yeterli bir eğitim yapacak.
Eğer bir tercih konusuysa ve imkanlar varsa yüz yüze eğitim tercih edilir ama şartlar elverdiği oranda şartler online eğitim gerektiriyorsa başarı yakalanabilir o biraz yanlış yorumlanıyor.

 Online eğitimde hem üniversitenin politikasına hemde öğretmenin titizliğine hssasiyetene bağlı. Üniversitenin politikasını düzünli olmasa bulu bu işi yapan kişi dikkatli, titiz, hassas davranıyorsa onun hakkını verir. Doğru yeterli bir eğitimde ortaya çıkıyor. Devamsızlık hakkı %30 gibi bir hak veriyor üniversite yda milli eğitimde daha farklı kural bu devamszılık sürelere mazeretler için geçerli keyfi olarak gelme diye deği ama öğrencinin derse devam zorunluluğunun aranmaması çok ciddi yanlış bir politikaydı. Eğitim devam edilmnesi ggereken bir şey insanların kendi başına, herksin kendi başına yapabileceği bir şey değil bu bence bu şekilde model ve yaklaşımlarda var ve herkes herşeyi öğrenemez. Okul sadece öğrenme için değil sosyal, kültürel ve rehabilite edilebilen bir yer. Okul anladığımız, kavradığımız, yetiştiğimiz, geliştiğimiz bir yer. Bu örgün eğitimle ilgili olan kısmı ama bu ilişkiler örgün eğitime çok yaklaşmasada uzaktan eğitimlede olabilir ve uzaktan eğitim akademik anlamda askeri düzeyde eğitimin yapılabileceği bir ortam yada alan sunuyor bize.

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.