Su ve elektrikteki
fiyat artışlarının
önemli bir bölümü
"kayıp-kaçak"
yüzünden olduğu halde, bu sorunu
çözmek için mücadele
etmek yerine
işin kolayına kaçan
belediyeler ve dağıtım şirketleri,
yanlışlarının
bedelini vatandaşın sırtına yüklüyor...
Mesela,
zamlardan
yakınan
vatandaş,
başkasının kaçak olarak kullandığı elektriğin bedelini de ödüyor...
Suda da
aynı durum var!..
Böyle adaletsizlik olur mu?..
Nitekim,
İYİ Parti Samsun Milletvekili
Bedri Yaşar, Sayıştay raporlarından yola çıkarak,
sorunu TBMM KİT Alt Komisyonu'nda
dile getirdi ve
elektrikteki 22 milyar liralık kayıp
-kaçak bedelinin
vatandaşın cebinden çıktığını açıkladı...
Hatırlanacağı gibi, EPDK,
2015 sonu itibariyle
Türkiye'de yüzde 10 olarak öngördüğü
kayıp-kaçak oranını, 2016 yılı için
yüzde 12.1 olarak
düzeltmişti...
Yani, kayıp-kaçak oranı yükseliyordu...
Bunu önlemek yerine,
o yıla kadar faturalarda yer alan
kayıp-kaçak
bedelleri
gizlendi...
Çünkü, "Vatandaş görmesin" istiyorlardı...
Yoksa haklı olarak
şu soru sorulacaktı:
"Kayıp kaçağı önlemek,
vatandaşın görevimi mi?"...
Belediyeler ve dağıtım şirketleri,
su ve elektrikteki kayıp kaçağı önlemek için
yatırım yapmak zorunda...
Bu da para demekti!..
Ne gereği vardı!..
Samsunlular,
kullanmadığı suyun parasını "kıyas" adı altında
ödemedi mi?..
Bu milletin sırtı kaldırır!..
Öyleyse vurun abalıya!..