Pandemi sürecinde,
mağdur olan insanlara
uzak duran,
işyerleri aylarca kapalı
kalan
küçük esnafa
destek 
sağlamamak için elinden geleni
yapan,
geçmiş dönemlerde fakir fukaraya
verilen maddi 
yardımı keserek,
bu insanları
Valiliğe yönlendiren,
60 liralık gıda paketi 
götürülen
yoksul aileden
120 lira su faturası
tahsil eden,
çalışanların sözleşmeden
doğan haklarını
bıçak gibi kesen,
kamulaştırmalar
sırasında
vatandaşın elindeki
bina ve arsayı
ucuza mal edinme
çabası
yüzünden davalık
olan
bir zihniyetin;
el emeği göz nuru
ürünlerin
satıldığı
"Çarşı 1919"dan
kadınları kapı dışarı etmesinde,
anormal olan ne var, söyler misiniz?..
Bu zihniyettekiler
işini yapıyor bence!..
Neyse; biz yine de 
bazı hatırlatmalarda bulunalım...
Samsun Valiliği
İl Kadın Hakları Koordinasyonu'nun
2019'da ortaya koyduğu proje sonucu
oluşturulan
çarşının
açılışında;
devlet var,
millet var ve de
siyaset var!..
Fotoğraf ortada...

Bu çarşıda sattıkları 
ürünlerle
evlerinin geçimine katkı veren
bu kadınları, 
yerlerinden
çıkarıp,
Yabancılar Pazarı'nda
kiraya
zorlamak,
"Bu işten vazgeçin"
demektir!..
Böyle olursa;
bu insanlar ne yiyecek ne
içecektir?..
Hem de böyle bir zamanda...
Hiç düşündünüz mü?..
Sanmıyorum!..
Öyle olsaydı,
alın teri ve göz nuru
döktükleri 
el emeği
ürünlerini
satarak
ev ekonomilerine
omuz veren
bu yürekli kadınlar
mağdur edilmezdi...
Bu çarşı
yıkılacaksa, belediyede başka
yer mi
kalmadı?..
Bu insanların
kira bedeli ödeyecek durumu olsaydı,
çarşıda
ne işleri vardı?..
Hayret ediyorum!..
Toplumun birçok kesimiyle
en normal konuları
bile
kavgayla
çözümlemeyi
nasıl beceriyorlar,
anlamıyorum!..
Bunun için özel eğitim
aldıklarını
düşünmüyor da değilim!..
Yoksa, olacak iş mi bunlar?..