Toplum;
kolluk kuvveti ile
yargı arasındaki
anlayış farkını
ne zamandır irdeliyor...
Kilolarca uyuşturucu bulunduranı,
adam yaralayanı,
milyonlarca liralık
dolandırıcılık yapanı,
esnafın dükkanını soyanı,
canlarını ortaya koyarak yakalayıp,
delilleriyle birlikte
adliyeye sevk eden
polis ya da
jandarma;
şüphelilerin
denetimli serbestlikle
bırakılmasına
yüksek sesle değilse bile
içten içe
bir serzenişte bulunuyor...
Bundan 25 yıl önceydi...
Komşum olan ablamızın Çiftlik Çarşısı'ndaki dükkanı
sürekli soyuluyordu...
Polis Karakolu'na
şikayet ediyor ama bir sonuç alınamıyordu...
O zamanlar, güvenlik kameraları bu kadar
yaygın değildi...
İki kez soyulan
dükkanı açık bırakıp,
iş merkezindeki merdivenlerde
pusuya yattı...
Saatlerce bekledikten sonra
o hırsız dükkana girip,
kasayı açtı. Ne varsa alıp çıkarken,
ablamız; hırsızın üzerine
bir kaplan gibi
uçarak çöktü...
Olayı gören komşuların
yardımıyla,
hırsız yakalandı. Hemen polis çağrıldı.
Şüpheli karakola getirildi. Ablamız,
bir süre sonra ağrıdan
ayakta duramaz hale geldi. Hırsızı yakalamak isterken,
beli ciddi biçimde hasar görmüştü...
Yanlış hatırlamıyorsam,
koltuk değnekleriyle
mahkemeye çıkmış,
şikayetçi olduğunu söylemişti...
Hakim, hırsızı tutuklamamıştı...
Kararı içine sindiremeyen ablamız,
malının çalınmasından çok
beli için üzülmüştü...
"Keşke çalmasına izin verseydim" diye
ironik bir tepki de göstermişti...
Yani bu işin
jandarma ve polisin dışında
mağduriyeti yaşayanlar için de
bir yanı vardı...
Şimdi de polis kızımız Şeyda Yılmaz'ı şehit eden
caninin annesinin söylediklerine kulak verelim:
"26 suçtan benim çocuğumun kaydı varsa niye devlet bunu almadı? Niye devlet bunu götürmedi? Niye düne kadar elini kolunu salladı. O kadar ben devlete yalvardım. O kadar karakollara gittim. O kadar her şeyi söyledim. Bu çocuk madde bağımlısı, bu çocuk madde satıyor, bu çocuk madde kullanıyor. Bunların hepsini söyledim ben"...
İlginç değil mi?..
Bu olayı hangi
açıdan irdelersek irdeleyelim; ortada
şuçludan başka herkesi
mağdur eden
bir "Yanlışlar zinciri" var...
İhmal ya da suçlu aramak için kaybedilecek
zamanı, çözüm için harcarsak,
sorun büyük ölçüde ortadan kalkar;
herkes rahatlar!..
* * *
Genel yayın yönetmenliği yaptığım gazetelerde,
uzun yıllar birlikte çalıştığımız Osman Kara Ağabeyimizi kaybettik. Başta ailesi olmak üzere, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun!..