Belirli gün ve haftalar,
"İş olsun torba dolsun"
kabilinden kutlandığında
hiçbir anlam taşımıyor, bence...
"Anneler Günü" mesela...
İnsanın annesini;
sadece böyle bir günde
hatırlayacak olması,
garip değil mi?..
Oysa,
anneler ve babalar;
vahşi
kapitalizmin
alışveriş pompalayarak
daha çok kazanmak amacıyla
tezgahladığı
belirli günlerde değil,
her zaman hatırlanılması
gereken değerli
varlıklardır...
Böyle bildik, böyle yetiştirildik!..
Sonra, "Anne" 
sadece çocuk doğuran
mıdır?..
"Anne" demek, bir güzel yürek,
bir fedakarlık anıtı,
bir merhamet ve sevgi yumağı
demektir...
Evlatları olmadığı halde
muhtaç çocuklara 
sevgisiyle
kucak açan, onları barındıran ve
her türlü sorunlarıyla ilgilenen
kadınlar da
bana göre,
bir annedir!..
"Kadın" dedik de...
Bu ülkede 
kadınların
yaşadığı
çileler,
belirli günlerde
mal satmak için
dünyayı ayağa kaldıran
devasa firmalar tarafından
pek dile getirilmiyor, nedense...
Oysa, kadın olmadan
"Anne" olunmuyor...
Yanlış hatırlamıyorsam
5  yıl kadar önceydi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan
"Kadınlara karşı şiddetin önlenmesi" amacıyla
düzenlenen 
etkinlikte,
nefis bir konuşma yapmış
ve sözlerini şöyle tamamlamıştı:
“Bırakın kadınların bir damla kanının dökülmesini, bir damla gözyaşı dökmelerine dahi toleransımız yoktur”...
Emine Erdoğan'ın, birtakım
güç odaklarının
farklı davranışlarına rağmen
her fırsatta
kadına sahip çıkan
söylemleri ortadayken;
bu ülkede annelerin
gözyaşları dinmiyor...
Faili meçhul cinayetlerde
evlatlarını ve yakınlarını
kaybeden
"Cumartesi anneleri" 29 yıldır
eylem yapıyor...
Evlatları, terör örgütü PKK
tarafından kaçırılan
"Diyarbakır anneleri"nin
yürekleri dağlayan
feryatları da 5 yıldır
devam ediyor...
Canları yanan
başka anneler de var!..
Kimi bakanlık, kimi belediye kimi de
fabrika önünde,
evlatlarının
uğradığı haksızlıklara
adeta isyan ediyor...
"Ana" cesarettir, aynı zamanda... 
Ünlü psikolog rahmetli
Doğan Cüceloğlu,
bir röportajında,
"Annen yoksa kimsen yok" demişti...
Anaların acı çektiği toplumlarda,
merhamet duygusunun
yoksunluğuyla
başlayan "Yalnızlıklar"
sonucunda,
insanca yaşamak
zorlaşıyor...
Uzatmayalım da Nazım Hikmet'le bitirelim:
"Analardır adam eden adamı,
aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler“
...
Annelerin acı çekmedikleri
günleri görebilmek umuduyla,
büyük küçük demeden
hepsinin ellerinden öpüyorum...