Necdet Uzun yazdı: Silemezler gönlümden...

Abone Ol

Dün, Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ün
86. ölüm yıldönümüydü...
Anıtkabir,
eski törenlerden
daha kalabalıktı...
Dolmabahçe Sarayı da öyle...
Dün saat 9'u 5 geçe
adeta hayat durdu...
Televizyonların
canlı yayınlarını
izlerken,
farkında olmadan
"Silemezler gönlümden
ne aşkını ne seni"

diye
mırıldanmaya başlamıştım...
Büyük bir aşka
adanmış bu sözler,
Arslan
Tunçata'ya aitti...
Gençlik yıllarımızda,
dillerden düşmeyen
"Efsane" bir şarkıydı bu...
Bestesi
Selahattin Altınbaş'a ait
"Hüzzam" şarkının
sözleri aynen şöyleydi:

"Dilimi bağlasalar
Anmasam hiç adını
Gözümü dağlasalar
Görmesem hiç yüzünü 
 
Elimi bağlasalar
Tutmasam ellerini
Silemezler gönlümden
Ne aşkını ne seni  
 
Dünyamı karartsalar
Görmemem için seni
Büyüler yaptırsalar
Sevmemem için seni 
 
Gurbete gönderseler 
Kan doldursa içimi
Silemezler gönlümden
Ne aşkını ne seni"
...

Bu sözler, Atatürk için yazılmamıştı ama
bir yandan ona
olan sevgi, saygı ve özlemi;
diğer taraftan da
düşmanlıkları hafızamda yan yana getirdiğimde,
iç sesimi
harekete geçiren
bir refleksle
"Silemezler gönlümden ne aşkını ne seni"
dizeleri döküldü birden bire dudaklarımdan...
Ve haberlerini izlerken
bir şeyi daha fark ettim...
Her şeye rağmen milletin bağrında,
Atatürk sevgisi,
hem tüm yurtta 
hem de dünyada giderek daha da artıyordu...
Şimdi bu öldükten sonra
yaşamak değil de neydi?..
Mezarındayken bile,
Türkleri
Ergenekon'dan çıkaran
bir "Bozkurt" gibi milletine
yol gösteren ve fikirleriyle
emperyalist emellere
kafa tutan
kaç lider vardı dünyada?..
Seni seviyoruz ATAM!..