Aslında
dün yazacaktım,
sonra vazgeçtim...
Sıcağı sıcağına
duygularıma
yenik düşmek
istemedim...
Çünkü, sonuçta
yazacağım kişi,
30 yılı aşkındır
tanıdığım
ve bu süreçte hiç saygısızlığını
görmediğim
biriydi...
Sadece bana değil;
iki-üç yaş büyüğüne
"abi",
küçüğüne de
"kardeşim" diyen
birinden
söz edeceğim...
İş dünyasında
"Rentacar Yaşar"
diye
tanınan,
futbolcu geçmişi nedeniyle de
arkadaşları arasında
"Çengel Yaşar"
olarak bilinen ve
sevilen
Yaşar Cengiz'i
son yolculuğuna uğurlayanlar
arasındaydım...
Samsun'da
gördüğüm
en kalabalık cemaatli
cenazelerden
biriydi bu...
Her kesimden
insan vardı...
Rahmetli Yaşar, gerçekten de
dost biriktirmişti...
Büyük Cami'nin avlusunda
öyle güzel
şeyler dinledim ki,
"Helal olsun" dedim...
Onun "tok gözlü"
olduğunu biliyordum...
Ticari bir ilişkim yoktu ama
cankurtaran sıkıntılarının
yaşandığı dönemlerde,
fakir fukara için
talepte bulunduğumda;
pazarlık bile yapmadığına
tanık olmuştum...
Sadece bana değil,
işin içinde iyilik varsa,
herkese öyleydi...
Ne güzellikler
dinledim, demiştim ya!..
Rahmetli Yaşar'ın,
özel yurtlarda
30'a yakın
fakir öğrencinin
ücretini
ödediğini,
onların kitap ve defter
gibi okul ihtiyaçlarını
karşılamanın yanı sıra,
harçlıklarını
verdiğini
öğrendiğimde,
bir kere daha
"Helal olsun" dedim
Yaşar'a...
Çünkü, Samsun'da bir elin parmakları
kadar
varlıklı insanın
gösterebileceği
hayırseverliği
yapmıştı...
Şehit ailelerine
ve gazilere de
destek olduğu
biliniyordu...
Hatta amatör spor kulüplerine
de...
Fıtratım ve inancım gereği,
cenaze
törenlerini
önemseyen
biriyim...
Pandemi dönemi hariç,
tanıdıklarımın
kendisi ya da yakınlarının
cenazesini kaçırmamaya
çalıştım...
Önceki gün de
cenazedeydim...
Büyük Cami avlusunda,
imam helallik
isterken,
cemaatten
yükselen
"Helal olsun"
sesinin içtenliğini
epey zamandır
duymamıştım...
İmam sordukça,
o ses
avluda yankılanmıştı...
"Her canlı ölümü tadacak"
elbette...
Ancak, her canlının
böyle bir cemaatle
son yolculuğuna uğurlanamayacağını
biliyorum...
"Ne verirsen elinle, o gelir seninle"...
Bu memlekette, bazı zengin
geçinenlerin
"utanma belası"na Saathane Meydanı'ndaki
hamallarla
cenazelerinin kaldırıldığını da
gördük!..
Yani, mesele parada değil,
"adam" olmakta...
Mekanın cennet olsun,
Yaşar kardeşim!..