Büyükşehir Belediyesi'nin
Cumhuriyet Meydanı
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim
Projesi için 2. İdare Mahkemesi'nden
sonra,
3. İdare Mahkemesi de
yürütmeyi durdurma kararı
verdi...
Hem de oy birliğiyle...
Mahkeme kararında,
"İşlemlerde şehircilik ilkesi ile planlama
esaslarına, dolayısıyla
hukuk ve mevzuata uyarlılık bulunmadığı sonucuna varıldığı,
dava konusu işlemlerin uygulanması halinde
telafisi güç zararlar doğabileceği"

belirtiliyor...
Kararda,
itiraz yolunun
açık olduğu
da ifade ediliyor...
Sürecin, Danıştay boyutu da
var, üstelik!..
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir,
kafasına koyduğunu
yapmak istediğinden
Cumhuriyet Meydanı
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim
Projesi'nde
inatlaşıyor...
Diyeceksiniz ki,
yargı tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen
hangi projede bu ısrarı sürdürmüyor ki?..
Yalı Kafe'de, 153 Kent Yönetim Merkezi'nde,
İlçe Terminal Binası'nda,
Bafra Sabze ve Meyve Hali'nde,
Saathane Projesi'nde
olduğu gibi...
Büyükşehir Belediyesi'nin
kamulaştırmalarla ilgili
davaları da sürüyor...
Demir'in bu projelerdeki
ısrarını ve bunu "inatlaşmaya" dönüştürmesini, anlamak mümkün değil!..
Vatandaşla bu kadar
zıtlaşmayı da...
"Zıtlaşma" demişken,
Anakent İş Merkezi'nin
yıkımı nedeniyle yolun kapanması
yüzünden
mağduriyet yaşayan esnafı da dinleyen yok!..
Ya bu insanlar işçi çalıştırıyor,
kira ödüyor ve ev geçindiriyor...
Mesela;
bölgedeki esnafa mağduriyetine oranla
kiralarını ödeyebilmeleri ve işçi ücretlerini
karşılayabilmeleri
için yardım yapılamaz mıydı?..
Yıkım işlemi, iki ay sürecek gibi
görünüyor...
Dün, Büyükşehir zabıtası,
yıkım nedeniyle
çevre esnafından dükkanlarını kapatmalarını
istedi...
Elbette, can kaybı olmaması için
bu bir önlemdir...
Ancak, esnafın da
derdine çözüm bulmak gerekmez mi?..
Büyükşehir Belediyesi'nin esnafa yapacağı yardım,
taş çatlasa 600
bin lirayı bulur!..
Anakent İş Merkezi'nin yıkım
kararını destekleyen biri olarak,
Büyükşehir Belediyesi'nin,
küçük hesapların içinde
doğruyu yanlışa dönüştürmesini
anlayamıyorum...
"İnatlaşmalar" 
bu şehre zarar veriyor...
Samsun'un tartışma ve kavgalarla
geçirecek zamanı yoktur!..
Neyse, herkesin yönetim biçimi
farklı olabilir ama
"Mahkeme kadıya mülk değil"
atasözünü hatırlatmakta yarar var, diye düşünüyorum...