Necdet Uzun yazdı: Kapıya kilit vurmak!..

Abone Ol

Asarcık'ta, yıllardır
işleri düzgün olan
bir tekstil fabrikasının patronu,
işletmesinin
kapısına
kilit vurdu...
İki ay öncesine
kadar
çalışanların ücretlerini
ödeme konusunda bir sorun yaşamayan
işletme;
nasıl olmuştu da bu duruma
düşmüştü?..
Aldıkları ücretle
ailelerinin
geçimini sağlayan
çoğunluğu kadın
olan işçilerin yaşadığı bu
mağduriyet,
nasıl önlenecekti?..
İddiaya göre,
bu insanların arasında
çocuğu kalp hastası 
ve hamile olan kadınlar da vardı...
Fazla mesailerinin
verilmediği ve
"mobbing"
iddiası da
söz konusuydu...
Çalışanların
sorunlarından başlayarak, yazıya bir
girizgah yaptım...
Asarcık'ta milyonluk yatırım yapan
ve onlarca
işçiye ekmek veren
patron, bu gelişmeler
karşısında
ne diyordu?..
Şimdilik bilmiyoruz, elbette...
Ancak,
dün sabah
işçilerin durumuyla
ilgili haberi gazetelerde okuduktan sonra
telefonla arayan
eski Terziler ve Konfeksiyoncular Odası
Başkanı Adem Özdemir'den, sektörle
ilgili ilginç şeyler dinledim...
Adem Özdemir, yıllar önce
Samsun'un Canik ilçesinde çoğunluğu
kadın toplam 170
kişinin çalıştığı
bir tekstil işletmesinin sahibiydi...
Yaşadığı sıkıntılar yüzünden o da
bir süre sonra Asarcık'taki gibi kapıya kilit vurmuştu...
Oysa siparişleri gayet iyiydi...
Personelini de yetiştirmiş,
tezgahtan güzel işler çıkarıyorlardı...
Yıllar önce bunu kendisinden
dinlemiştim...
Dün de
benzer şeyleri anlatırken,
geçmişte söylediklerini hatırladım...
Özdemir,
"Asarcık'ta kapısına kilit vurulan
işletmenin
sahibinin,
geçmişte
benim karşılaştığım
sıkıntıların
aynısını
yaşadığını sanıyorum"
dedi...
Sonra devam etti...
İşletmelere, işçi alımları başta olmak üzere
dışarıdan yapılan
müdahalelere dikkat çekti...
Bir de örnek verdi...
"Aynı bölgede
yabancı bir işletme
var. Kapısından içeriye
çalışanların dışında
hiç kimse giremiyor. Amerika'dan fabrikayı
kameralarla izleyen patron, ziyarete kim gelirse gelsin
'Çıkarın o insanları, dışarı' diye izin vermiyor. Bizde ise elini kolunu sallayan
böylesi işletmelere giriyor"
dedi...
Özdemir, söylemedi ama
sanırım, işin içinde
siyaset de vardı...
Asarcık'ta da öyle mi olmuştu?..
Fabrikanın
patronu,
işçi maliyetlerinin 
giderek artması karşısında,
siyasetten
gelen
iş taleplerini
karşılamakta
zorlandığı
için mi
kapıya kilit vurmuştu?..
Henüz bu sorunun
yanıtı yok!..
Adem Özdemir'in;
Samsun'da tekstil sektörünün
geliştirilmesiyle
10-15 bin kişiye 
iş kapısı
açılması konusunda gösterdiği
çabayı da bilenlerdenim...
Hep Ordu'yu örnek gösterip,
"Onlar başardı" diyordu...
Kira, işçilik, servis ve yemek ücretleri gibi
maliyetleri düşürmek isteyen
İstanbul'daki 
tekstilcilerin
Samsun'a yatırım
yapmaları
konusunda
Özdemir'in
çabaları vardı...
Hatta, bundan 2 yıl önce
İstanbul'da
3 tekstil atölyesi olan
Termeli bir işadamı ile
de beni görüştürmüştü...
Yatırımcı, ilk etapta 200 personel çalıştıracaktı...
Belediyelerden
yer temini konusunda
yardım alamadığı
için
o gün bana sahipsizlikten yakınmıştı...
Eski Terziler ve Konfeksiyoncular Odası Başkanı
Adem Özdemir'in
ne demek istediğini gayet iyi anlamıştım...
O, tekstil sektöründeki tezviratlar,
müdahaleler ve bir işletmeden
diğerine
eleman
transferleri
sonucunda
ortaya çıkan
olumsuzluklarla
sektöre zarar verildiğinde,
tekstil yatırımcılarının Samsun'a gelmek için
ürkek davranabileceğinden
endişe ediyordu...
Özdemir açısından durum böyleydi de
işletmesinin kapısına kilit vuran
ya da vurmak zorunda kalan
patron, bakalım ne diyecekti?..
Sürecin bu noktaya
gelişini, Samsun'da iş-aş meselesindeki
hassasiyetiyle takip edenlerden biri olarak
merak ediyorum doğrusu...