BAU Global Başkanlığı'nın
yanı sıra;
Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR) Uluslararası Eğitim Merkezi Türkiye Başkanı olan Enver Yücel,
depremin ilk gününde
bölgedeki Bahçeşehir Koleji
ve Uğur Okulları'nın
23 kampüsünü
afetzedelere
açarak, 3 öğün
yemek verip,
kurumlarını da
barınma ihtiyacı için
adeta otele dönüştürmüştü...
O zaman
hepimiz "Helal olsun" demiştik!..
Enver Yücel,
bununla da yetinmedi...
Bu süreç içinde
bölgeye 33 TIR
çadır, giyecek, yiyecek ve
içecek
yollamıştı...
Türkiye'nin
"merhametli iş insanları"
arasında ilk sıralarda yer alan
biri olarak
inancı ve kültürünün
gereğini
yaptığı için de
Enver Yücel'e "Yakışır"
dedik!..
Bitmedi, dahası var!..
Bahçeşehir
Eğitim Kurumları
Yönetim Kurulu
Başkanı oğlu
Hüseyin Yücel
başta olmak üzere
üst düzey yöneticileriyle
bölgeye giden
Enver Yücel,
yüzlerce öğrenci ve velisi
ile öğretmeninin
hayatlarını
kaybettiğini
öğrendiğinde,
depremde sapasağlam ayakta kalan okul binalarının
içinde
ruhen yıkılmıştı...
Yüreği daha çok sızladı,
daha çok acıdı...
Gözyaşlarını içine akıttı...
Enver Yücel,
o sırada
bir okul patronu değildi...
Bir baba ve bir dedeydi...
Hayatlarını
kaybeden
öğrenciler
ve öğretmenler de
onun çocuklarıydı...
Hepsinden öte
yüreği "insan sevgisi" ile
dolu biriydi...
Yönetim Kurulu Başkanı olan oğlu Hüseyin
Yücel ve
üst düzey yöneticilerini, ziyaretlerin
bitiminden sonra topladı ve orada
kararını onlarla paylaştı:
"Depremde anne ve babasını kaybeden öğrencilerin
ömür boyu eğitimlerine destek verilecek. Hayatlarını
kaybeden öğretmenlerimize de
maaşları
bir yıl boyunca ailelerine ödenecek"...
O güne kadar
başarılı bir operasyonla
4 bin öğrenciyi
çevre illerdeki okullara
nakleden
Hüseyin Yücel ve üst düzey yöneticileri de
bu karar karşısında
duygulanmıştı...
Enver Yücel, kendisinden beklenen
yüceliği
bir kere daha
göstermişti...
Bu karar, kısa sürede sosyal medyada
yayıldı elbette...
Ben de "beğeni" yaptım ama
bu yazıyı yazmak için
2 gün bekledim...
Hani, onu eleştirmek
için
pusuda bekleyenler
vardı ya!..
Belki şöyle bir şey de paylaşırlar,
diye düşündüm:
"Çok eleştirdik ama
bu yardımseverliğinize de
teşekkür ederiz"...
Maalesef,
sosyal medyada,
böyle bir paylaşım
göremedim...
Herkes için demiyorum
ama
kalpleri
mühürlenmiş,
gönül gözleri
kapanmışlardan
bunu beklemek,
iyimserlik
ötesinde bir duyguydu, aslında...
Hem de 85 milyonun
yüreğinin
parçalandığı
bir ortamda bile
"ayrık otları" gibi
ortaya çıkıp,
saçmalıklar
yapanların
olduğu bir dönemde...
Enver Yücel,
bu insani yaklaşımı;
"teşekkür"
beklemek için
değil,
Allah'ın rızasını almak için
yapmıştı...
Yaradan bilsin yeterdi!..
Çünkü, bu onun
fıtratında vardı...
Enver Yücel,
Hz. Ali'nin
"İnsanlara faydası olmayanları, ölülerden sayın gitsin"
sözünü, hayatı boyunca
özünde
yaşayan bir adamdı...
Ve o yüzden de Enver Yücel olmuştu...
Bir kere daha "Helal sana hocam" diyorum!..