İl Milli Eğitim Müdürü
Dr. Murat Ağar,
Samsun'daki
meslek okullarında
100 milyon liralık bir ciro oluştuğunu söylediğinde,
hiç şaşırmadık!..
Çünkü, pandemi döneminde
Atakum Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi Kimya Bölümü;
fahiş fiyatla satılan
dezenfektan, kolonya,
temizlik maddesi ve
alkol bazlı el antiseptiğiyle
para kazanmanın yanı sıra,
piyasaya da bir denge getirmişti...
O zamanlarda, bir okul için
günde 50 ton
dezenfektan ve temizlik maddesi üretmek
kolay mıydı?..
Gazetecilerin, bu başarıyı
anlatan
haberlere
"Fabrika gibi okul"
başlığını atması da bu yüzdendi...
İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ağar'ın;
metal teknolojileri, mobilya ve iç mekan tasarımı, elektrik elektronik, motorlu araçlar teknolojileri, yiyecek içecek hizmetleri, konaklama ve seyahat, kimya teknolojisi, moda tasarım teknolojileri, güzellik hizmetleri gibi birçok alanda üretim gerçekleştiren 48 meslek lisesi ile 6 teknik mesleki eğitim merkezinde
2024 yılında 100 milyon ciro yapıldığını açıklaması, bir büyük potansiyeli işaret ediyor...
100 milyonluk ciro, az değil!..
Üretime dönük eğitimin
önemi, bir kere daha
net biçimde
ortaya çıkmış bulunuyor...
Böyle olunca aklıma şöyle bir
fikir geldi...
Bu liseler dışındaki okullarda
öğrenim gören gençleri de
üretim potansiyelinin
içinde değerlendirmek
mümkün olamaz mı?..
Mesela, bu gençlere belirli saatler
içinde, hem emeklerini
ortaya koyup hem de
para kazanacakları
işler yaptırılamaz mı?..
Uzmanlar daha iyi bir sonuç ortaya koyar, elbette...
Bu yöntem, aynı zamanda
gençlerin meslek edinmelerini de
sağlamış olacak...
Şimdilerde genel liselerden
mezun olan gençlerin
üniversiteyi kazanamadıkları
takdirde;
özel bir yeteneği yoksa
iş bulup çalışması kolay mı?..
Milli Eğitim Bakanlığı'nın en doğru işlerinden AR-GE okulları
kapsamının
genişletilmesi,
her bakımdan ülke yararına
olacaktır...
Tüketmek yerine
üretmeyi tercih ederek,
ekonomiye katkı veren
herkesi kutluyorum...
Ülkenin buna ihtiyacı var!..