Cami avlusunda
onlar...
Kasabın, manavın, marketin ve lokantanın
önlerinde onlar...
Caddelerde, kucaklarında çocuk
dilenen yine onlar...
Dün, bir arkadaşımın
annesinin cenazesi için
Büyük Cami'deydim...
Cenazeden sonra Saathane'den
Kasaplar Sokağı'na geçtim...
Alışveriş yapacağım...
Gördüğüm
manzara karşısında
etkilenmedim desem yalan olur!..
Her yerde
dilencilik yapan
mülteci kadınlar vardı...
Hani, dua edip,
avuç açmakla yetinseler,
gam yemem...
Dükkanlardan çıktıktan sonra da
insanın peşini bırakmıyorlar...
Sadakayı alana kadar,
takipteler...
Yazmak istemem ama
"kene" gibi yapışkan tipler...
Esnaf da şikayetçi...
Daha önce yazmıştım...
Mülteci konumundaki bu insanlar,
yatırımcı, mühendis, doktor ya da
teknik eleman iseler
memlekette kalsın;
ama bu dilenciler değil...
Söyleyecek söz bulamıyorum
ama "bu kadarı fazla"
diyorum...
Bu merhamet sömürücüleriyle
mücadele etmek,
belediye zabıtalarının
görevidir...
Bu şehrin en kalabalık alışveriş bölgesinde,
böyle bir manzara karşısında
neden görevlerini yapamıyorlar,
anlamak mümkün değil!..
Türk dilencilere göz açtırmayıp,
topladıkları paralarla birlikte görüntülerini
medyaya servis edenler,
mülteci dilencilere karşı
neden bu kadar
"müsamahakar" davranıyor?..
İnanmayan gitsin baksın!..
Eğer bu manzaradan
esnaf ve vatandaşın şikayetine rağmen
rahatsızlık duymuyorlarsa,
söyleyecek sözüm yok!..