Herkes her şeyin farkında da...
Birileri "popülist politikalar" ile
günü kurtarmaya çalışıyor...
Ancak, yaşanan
felaketler gizlenenleri gözler önüne seriyor...
Hep felaketlerde
önemi ortaya çıkan
"altyapı"
meselesini çözüp,
halkın can ve mal güvenliğini
sağlamak yerine,
"cafcaflı"
binalarla
göz boyayanlar,
kendilerini bir iş yapmış
sanıyor...
Sadece Samsun değil;
Türkiye'nin çoğu
ilinde
durum böyle...
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı
seçimlerinde
büyük iddialar ortaya
koyan
Mustafa Demir,
o günlerde
Samsun Canlı Haber TV'de
benim de katıldığım
programda,
altyapıya önem vereceğini söylemişti...
İlk yılları geçtik,
sonra ne oldu?..
Samsun'u;
her yağmur sonrasında
ortaya çıkan
"göl" manzaralarından
kurtarabildik mi?..
Mustafa Demir,
geçenlerde
SASKİ Genel Kurulu'nda
"Altyapıyı yenileyeceğiz"
dedi...
Ona, "Öfkeyle kalkan..." başlıklı yazımda,
"4 yıldır neredeydin?"
diye sormuştum...
Samsun'da, eskilerin deyimiyle
"astarı yüzünden pahalı"
adrese teslim ihalelerle
mekanik otoparklar
yapılacağına,
bu para
SASKİ'ye
aktarılıp,
dere yatakları
ve menfezler
zamanında temizlenseydi,
bu kahredici
görüntüler ortaya çıkar mıydı?..
Şehirde trafik
akışını sağlayacağı yerde,
adeta felç eden
"Akıllı kavşak"
projesi öncesinde,
bu bölgelerde
altyapı
çalışmaları
gerçekleştirilemez miydi?..
Dere yataklarına
konut yapılmasına
izin verilmeseydi,
o bölgeler su altında kalır mıydı?..
Samsun;
şiddetli
yağışlarda
meydana gelen su baskınları
yüzünden
büyük can ve mal kayıpları
yaşamış bir şehirdir!..
Her yağışta
adeta göle dönüşen bölgeler bilindiği
halde buralarda önlem alınmamış
ya da alınan önlemler
işe yaramamışsa;
bir eksiklik
yok mudur?..
Ve geçmişten bugüne yaşanan
can ve mal kayıplarından da
ders çıkarılmamış demektir!..
Bu arada,
her büyük sel felaketi sonrası
ifade edilen
"Yüzyılın yağmuru"
gibi safsatalara
Samsunlular
itibar etmemektedir!..
Her şey ortada...
Soruyorum;
"Marka şehir"
iddiası olan
Samsun'a
bu görüntüler
yakışıyor mu?..
Gerçekten de çok yazık!..