Türk polisinin
uğraşmadığı
bir bu kalmıştı...
Katille,
hırsızla, yolsuzluk yapanla,
dolandırıcıyla,
rüşvet alanla verenle,
kavga edenle,
komşusunu rahatsız
edenle,
fuhuş yapan ve yaptıranla,
uyuşturucu içen ve satanla,
kumarla,
sarhoşla-ayyaşla,
evinden kaçanla,
yolunu kaybedenle,
denizde boğulmak üzere olanla,
trafik kazası yapanla,
intihara kalkışanla,
spor karşılaşmalarında
fanatik taraftarla,
hakaret içeren
sosyal medya hesaplarıyla, cinsel tacizle,
insan kaçakçılarıyla
yasalar ölçüsünde
mücadele eden
polis,
toplumda
huzur ve güveni
sağlamak adına
akıllara
dahi gelmeyen
daha birçok konuyla
uğraşıyor...
Ancak,
geçenlerde
okuduğum haber
başkaydı...
Polis,
balkondaki küçük bir havuzda timsah
beslenmesi
olayına da
müdahale etti...
Çünkü,
"Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme"
nedeniyle,
bu tür hayvanların
yurda kaçak olarak
sokulması,
evde
beslenmesi yasaktı...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü
Kaçakçılık Şube Müdürlüğü
elemanları,
belki de ilk kez böyle bir şeye tanık olmuştu...
Onlar da timsah "Isırmasın" diye
yırtıcı hayvanın ağzına plastik kelepçe taktı...
Polis daha sonra
1.5 metre boyundaki
timsahı,
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne teslim etti...
Polisin, suç ve suçluyla mücadele
kapsamında birçok alanda
iyi yetişmiş elemanları var ama
bu timsah işi de nereden çıktı?..
Hayvan, kaçak olarak
yurda sokulduğu için mi?..
Benim bildiğim,
polis bu tür görevlere,
ilgili kurumların elemanlarına
asayişi sağlamak
amacıyla
gider;
hayvana "Kelepçe takmak" ya da "Kement" atmak için
değil!..
Bu olayı izlerken,
"Bu da
polisin işi mi?" dedim ve
acı acı güldüm...
"Yazık" bu insanlara!..
Necdet Uzun yazdı: Bu da mı polisin işi?..
Necdet UZUN
Yorumlar