Samsun Valisi Orhan Tavlı
ve İl Emniyet Müdürü
Ahmet Arıbaş'ın
"Trafik Haftası"
nedeniyle yaptıkları
açıklamalarda,
yaşanılan sorunların
çözümü noktasında
anahtar sözcük;
"Saygı" idi...
Samsun'da
trafik konusunda
hassasiyet
gösteren
gazetecilerden
biri olarak,
yazmakla kalmayıp;
sorunların
tespiti ve giderilmesine yönelik
oluşturulan
komisyonlarda
görev aldım...
2000'li yıllarda,
dönemin Emniyet Müdürü
Mustafa Aydın, valilik oluruyla
bir komisyon oluşturmuştu...
Eski Samsun Büyükşehir Belediyesi
Genel Sekreter Yardımcısı Sefer Arlı da
Karayolları'nı temsilen
komisyondaydı...
O dönem, hem cemiyet başkanı
hem de Anadolu Ajansı'nın bölge müdürüydüm...
Arkadaşlardan trafikte tespit ettikleri
aksaklıkların
fotoğraf ve görüntülerini
isteyerek,
komisyona vermiştim...
Hazırlanan raporu da
valiliğe sunmuştuk...
Sonraki yıllarda da Emniyet Müdürü
Tekin Akın, benzer bir
çalışmaya öncülük etmişti...
Yine onun oluşturduğu
komisyonlarda
iki dönem çalıştım...
Bu çalışmaların sonucunda,
bazı fiziki
konularda iyileşme sağlamıştık...
Oysa sorunun
en önemli çözüm noktası,
"Saygı" idi...
Bu eksik olmasaydı,
hatalı parklar yüzünden
cankurtaran ve itfaiye
ekipleri,
sıkıntı yaşar mıydı?..
Esnafın dükkanının önüne
gelişigüzel park yapma
yüzünden,
tartışmalar çıkar mıydı?..
Ya da yolun ortasında aracını durdurup,
arkadaşıyla sohbete dalanlar
yüzünden trafik tıkanır mıydı?..
Bazı erkek şoförlerin,
kadın sürücüleri
tehlikeye atacak biçimde
araç kullanma
eğilimleri olur muydu?..
Toplu taşıma araç
duraklarına
park yapılır mıydı?..
Cep telefonunun kullanılmaması, emniyet kemeri takılması konusu
ve ışık ihlalleri
zaman içinde
en asgariye indi...
"Öncelik yayaya"
uygulamasında da
epeyce yol aldık...
Cezaların da etkisi oldu, elbette...
Ancak, geçmişten bu yana
gelen alışkanlıkların
izini henüz silemedik...
Mesela, yol ortasına
aracını çeken sürücünün
kendisini uyaranlara
"Ne var patladın mı, bekle"
diyerek tepki göstermesi
ya da
dükkanının
girişinin engellenmesini
önlemek isteyen
esnafın,
yola çöp kovası ya da sattığı malzemeleri koyması gibi...
Dolmuş şoförlerinin
duraklar yerine
yolcuyu istediği yerde indirmesi de
ayrı bir dert!..
Trafik konusunun;
çarpık kentleşmenin
sonucu olarak ortaya
çıkan sorunların yanında,
sürücü ve yayaların davranış biçimleriyle
birlikte
ele alınması da
gerekiyor...
Trafik sorunu;
yerel seçimlerin
ana başlıklardan biriydi...
Devletin yapması gerekenler var!..
Bu başka...
Ancak,
çözümün bir parçası olan
sürücü ve yayaların da
sorumluluk içinde
saygıyı
öne çıkarmak
gibi bir
görevi bulunuyor...
"Öncelik yayaya" anladık ama
her yerde değil öyle...
Medeni insanların
yaptığı gibi,
kurallara uyup, saygılı
davranırsak;
belki ortada "Trafik Haftası" diye bir şey de kalmayacak...