Kalbi yaralı emekli…

Abone Ol

Hayat pahalılığı altında inim inleyen emekli, yoğun istemlerine karşın bayram ikramiyesi ile en düşük aylığa zam yapılmamasının burukluğunu yaşıyor.
Siyasi irade yetkililerinin açıklamaları doğrultusunda hevesle bayrama hazırlanan milyonlarca dar ve sabit gelirli gariban, bekledikleri sevindirici haberin gelmemesiyle oluşan şoku hala atlatamadı. Kendilerine değer verilmeyişinin yüreklerinde açtığı derin yaranın izleri kolay giderilecek gibi değil.
Her şeye her yere para bulan hükümet, sıra emekliye geldiğinde “para yok” diyerek 13 milyon 662 bin emekli, dul ve yetimin ikramiyesine artış yapmayarak onları sorunları ile baş başa bırakabiliyor. En çok bu ikircikli tavra ve adaletsizliğe isyan ediyorlar.
Bilindiği üzere geçtiğimiz aralık ayında dövizdeki artışı dizginlemek amacıyla bankada dövizle hesabı olanlara yönelik “Kur korumalı mevduat hesabı “ uygulamasına geçildi. Parasını Türk lirasına çeviren mevduat sahiplerine banka faizlerinin yanı sıra, yükselen kur farkı da ödenmeye başlandı. Bankalardaki döviz hesaplarını TL’ye dönüştüren mevduat sahiplerine salt mart ve nisan aylarında ödenen kur garantisi 16 milyar 255 milyon liraya ulaştı.
Geçtiğimiz Şeker Bayramı’nda emekliye 1.100 lira zamsız ikramiye verildi. Bunun toplam tutarı 12 milyar 577 milyon liraydı. Bu para 13.6 milyonu aşkın emekli, dul ve yetime hisseleri oranında bölüştürüldü. Eğer bayram ikramiyesi 1.100 liradan 1.500 liraya yükseltilseydi emekliye bütçeden 4 milyar 573 milyon lira daha para verilecekti. 
Toplumun en yoksul kesimini oluşturan emekliye bu para çok görülürken bankada mevduatı olan az sayıdaki kişiye nisan ayında 4 milyar 555 milyon lira kur garantisi ödendi. Sabit gelirli insanlardan esirgenen para azınlıkta kalan mevduat sahibine aktarıldı.    
İkramiyenin hayal kırıklığını üzerinden atamayan emekli bu kez “2.500 liralık en düşük aylık artırılacak ve 1 Mayıs’ta müjde kamuoyuna ilan edilecek”  diye her yerde açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in sözleriyle yeniden umutlandı.
Lakin o sözlerin üzerinden günler, haftalar geçti Bakan’ın sık vurguladığı “müjde” bir türlü gelmedi. Milyonlarca korunaksız insan zam sağanağı altında umut ve onurlarıyla oynanmasının, itilmiş ve kakılmışlığın ezikliğini yaşıyor. 
Öyle ya, verilmeyecekse neden boşuna heveslendirildi bu insanlar. Zaten ağır yaşam koşullarında soluk soluğa ne yapacağını bilemiyorlar.
Bakalım verilen sözler, yüksek aylık ve zam beklentileri temmuzda karşılanacak mı? Yoksa yeni düş kırıklığına mı uğrayacaklar...