Türk-İş yıllar sonra geniş katılımlı “büyük işçi mitingini” 20 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirecek.
Yurdun çeşitli illerinden Başkent Ankara'ya gelecek konfederasyon üyesi emekçiler “Geçinemiyoruz” mitinginde yaşadıkları ekonomik sorunları sloganlarla dile getirecek. İşçilerin yanı sıra 12 bin 500 TL aylıkla ayakta kalmaya çalışan emekliler de mitinge katılarak, taleplerini bir kez daha haykıracak. Hayat pahalılığının en büyük darbeyi vurduğu emekli alanlara daha çok çıkıyor. Toplumun en az gelirine sahip 16 milyonu aşkın kitle sesini her platformda gür sesle haykırıyor. Artık dev ordu uyandı, çekinmeden hakkını arıyor.
Temmuz ayından bu yana Türk-İş ve DİSK çeşitli illerdeki işyerlerinde ve alanlarda basın açıklaması yaparak hükümete taleplerini duyurmaya çalışmıştı. Alanlarda işçilerin yanı sıra çok sayıda emekli de vardı.
Ankara-Tandoğan Meydanı’nda toplanacak emekçi ve emekliler; taşeron işçiler ve stajyerlere kadro verilmesini, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınmasını, vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini, en düşük emekli aylığının net asgari ücret düzeyine çıkarılmasını, emekliye yılda dört kez asgari ücret düzeyinde ikramiye verilmesini, asgari ücretin öngörülen yerine gerçekleşen enflasyon oranında artırılarak saptanmasını, asgari ücretin bölgesel değil ulusal düzeyde tek tip belirlenmesini, her gün ortalama beş emekçinin canını alan iş kazalarına karşı ağır yaptırımların hayata geçirilmesini, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılmasını ve sendikalaşmalarından ötürü işçi çıkarmaların zorlaştırılmasını gür sesle haykıracak. İşçi ve emekliler için olmazsa olmaz bu talepler son derece insani ve demokratik istemler.
Temmuzdan bu yana kitlesel bölgesel basın açıklamaları gerçekleştiren Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ‘nun (DİSK) da önümüzdeki günlerde İstanbul’da çok geniş katılımlı coşkulu miting yapması bekleniyor. Emekçi ve emekli, asgari ücret ile emekli aylıklarına 1 Ocak 2025’ten geçerli yansıtılacak zam öncesi alanlarda daha çok görünür olacak.
Bu yıl asgari ücrete ara zam yapılmaması 10 milyona yakın emekçiyi oldukça zor duruma soktu. Şubat 2025’e dek 17 bin 2 TL ile geçinmek asgari ücretli için çok zor. Temmuzda 12 bin 500 TL’ye yükseltilen en düşük emekli aylığı da günümüzde yetersiz. Beklentiler en az 15 bin TL idi. Ama olmadı. Onlar da yılbaşına kadar bu para ile bakalım nasıl geçinebilecek.
En çok yakınılan gelir vergisi kesintilerinden ötürü işçi ve memur ağustosta yüzde 27’lik dilime giriyor maaş ve ücretleri yılbaşına göre kuşa dönüyor. Emekçiler vergi diliminin yüzde 15’e sabitlenmesinde haksız değil. Hazine Maliye Bakanlığı da bu yönde çalışma yapılacağı sinyalini vermişti. Ne ki eski tas eski hamam mevcut adaletsiz vergi sistemi sürüyor. Herkes kazancına göre vergi ödese adalet sağlanır. Büyük şirketlere çeşitli kez vergi indirimi ve affı yolu ile kolaylık sağlanırken, işçi, memur ve emekliden “sinekten yağ çıkarma” misali dolaylı ve dolaysız vergilerle ne varsa alınıyor. Şimdi de limiti 100 bin TL ve üzeri olan kredi kartlarında her yıl 750 TL savunma sanayi adına katılım payı, yani vergi alacaklar. Bütçe dışı bu uygulamanın yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi tarafından durdurulması kuvvetle muhtemel.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın vurguladığı gibi nüfusun yüzde 80’nini oluşturan emekçi ve emeklinin TBMM’de yeterince temsil edilmemesi onları sahipsiz bırakıyor, sorunları gerektiği gibi çözüme kavuşmuyor. Atalay, “Meclis’te tulum kökenli 5 kişi yok. Bunun yanında 150 işveren kökenli milletvekili var. Sabah 5’te kalkmayan, tulum giymeyenler işçinin derdini anlamaz” derken haksız değil. Sahi siyasi partiler neden çok sayıda emekçi ve emekliyi milletvekili yapmaz?